| Küçük bir zencefil kökü ve ahududu yaprağı o ilgilenir. | Open Subtitles | بعض جذور الجنزبيل و أوراق التوت البري ستشفيك من هذا |
| Ayrıca, acı biber, maydanoz ve zencefil almayı da unutma. | Open Subtitles | ولا تنسى أيضا احضار الكزبرة والشطة و الجنزبيل |
| İçinde balmumu, zencefil kökü, kurşunsuz benzin,... | Open Subtitles | انه شمع عسل جذور الجنزبيل بنزين خالى من الرصاص |
| zencefilli kurabiyeli adam pişirdiğimde tüm kafaları ısıran da sensin. | Open Subtitles | عندما أخبز أشخاص بخبز الجنزبيل أنت من يأكل كل رؤسها |
| "Gel sana bir şişe süt ve zencefilli ekmek ikram edelim!" | Open Subtitles | ادخل ، واشرب ابريق من اللبن وتناول خبز الجنزبيل |
| # Sıcak zencefil ve dinamit # | Open Subtitles | الجنزبيل الحار و الديناميت |
| Tüm o zencefilli biralara ve ne kadar solgun göründüğüne bakılırsa, büyük haberler dediğinde hamile olduğunu sandım. | Open Subtitles | نظرا لتناولك كل هذا الجنزبيل ولكم تبدين شاحبة فعندما قلت ان لديك اخبار هائلة ظننت انك حامل |
| Ev şeklinde zencefilli pasta yapma, takım elbiseli yemek, yetenek gösterisi, spa günü! | Open Subtitles | صناعة خبز الجنزبيل منزلياً يوم للمنتجع |