| Bu senin oğlunun tek seks kaynağı banyoda dergilere mastürbasyon yapıyor | Open Subtitles | ان يكون المخرج الجنسى الوحيد لابنك هو تصفح المجلات فى الحمام |
| Seninle gurur duyuyorum, Joey. seks partnerim bir yıldız olacak. | Open Subtitles | أنا فخور بيك أوى يا جوى شريكى الجنسى هيبقى نجم |
| Biri seks dürtüsü: Cinsel tatmin arzusu. | TED | الأول و هو المتعلق بالدافع الجنسى و الشوق للوصول إلى الإشباع الجنسي |
| Coleman, bir erkeğin yaptığı her hatanın genelde Cinsel bir nedeni vardır. | Open Subtitles | كولمان. . عادة كل خطأ يحدث لرجل يأتى من سرعة التفاعل الجنسى |
| Her şeye olduğu gibi, Cinsel taciz hukukuna da seksist yaklaşım hakim. | Open Subtitles | كما من الطبيعى ان التعبير عن التحرش الجنسى ربما يكون متحيز جنسياً |
| Eşimi, umduğu gibi Erotik hazırlık içinde bulmamış. | Open Subtitles | ليس التحضير الجنسى الذى توقع ان يجد فيه زوجتى |
| Öyle güçlü bir uyusturucu ki seks güdüsünü bile bastiriyor. | Open Subtitles | المخدرات قوية جدا , حتى انها تمنع الدافع الجنسى |
| ErkekIerin yapabiIeceği tüm hataIarı geneIIikIe seks hızIandırır. | Open Subtitles | كولمان.. عادة كل خطأ يحدث لرجل يأتى من سرعة التفاعل الجنسى |
| Bu bir seks maratonu. seks koşusu değil. | Open Subtitles | . هذا نوع من الماراثون الجنسى ، و ليس سباق جنسى |
| seks partneri olmak için bu kadar zorluk çıkarmazdım. | Open Subtitles | مش لازم أتعب كده عشان حضرتك تبقى الشريك الجنسى بتاعى |
| seks konusu benim için tamam da, ama korunmayı ihmal ettiğin için seni tokatlayasım geliyor. | Open Subtitles | أنا مع الجانب الجنسى تماماً و لكنى أود أن أصفعك لقلة الجانب المتعلق بالحماية |
| Seksi seks kaydımızın ilk gösteriminin zamanı geldi. Bana devam filmi de çekilecekmiş gibi geliyor. | Open Subtitles | حان وقت العرض الاول العالمى لشريطنا الجنسى و انا اشعر ان سيكون هناك جزء ثانٍ |
| Adam, eğer bunu seyrediyorsan kafanı o lanet seks kasetine takmışsın demektir. | Open Subtitles | أدم , اذا كنت تشاهد هذا فهذا يعنى أنك مازلت مهووس بالشريط الجنسى اللعين |
| Öyle kötü bir hal aldı ki normal bir seks sahnesi işime yaramıyordu. | Open Subtitles | كان يسير للأسوأ, ومعدل النشاط الجنسى لم يفيدنى بشيء |
| İnsanlardan bahsetmişken son zamanlarda Cinsel açıdan başarıya ulaştın mı? | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن البشر هل نجحتى فى التأقلم الجنسى معهم؟ |
| Örneğin, bugün daha erken saatlerde 'HIV'nin Cinsel yolla geçmesini nasıl engelleriz?' | TED | إذاً, على سبيل المثال, اليوم فى وقت باكر كانت هناك مناقشة لكيفية تقليل النقل الجنسى لفيروس الإيدز؟ |
| Erkek ve kadın arasındaki Cinsel çekiciliğin temel değerleri... | Open Subtitles | القيم الأساسية بين الإنجذاب الجنسى بين الرجل و المرأة |
| "Bir arkadaş sorunumun Cinsel baskıdan kaynaklandığını söyledi." | Open Subtitles | قالت لى إحى صديقاتى أن هذا بسبب الكبت الجنسى |
| Kız onun için, her erkeğin Erotik rüyası olan, tek amacı onun her ihtiyacına hizmet eden ilham perisidir. | Open Subtitles | هى مُلْهِمَتُه، الحلم الجنسى لكل شاب غرضه الوحيد خدمة كل إحتياجاته. |
| Evet, var. "Erotik mumyalarla ilgili çarpıcı bir öykü." | Open Subtitles | ..نعم لدي "اشاعه الوميض حول التحنيط الجنسى" |