| İşte Güney yamacı. En iyi yol burası mı? Tek yol burası. | Open Subtitles | هذا هو الجانب الجنوبى هل انت متأكد ان هذا هو المسار الصحيح؟ |
| Güney Afrikalı, rengi ne olursa olsun Güney Afrika'da doğandır. | Open Subtitles | الأفريقى الجنوبى موطنه جنوب أفريقيا ، بغض النظر عن اللون |
| Orada Güney yarım küredeki... tüm askeri ve ticari uyduları izleyebilir. | Open Subtitles | التجارية العسكرية الصناعية الأقمار بكل الأرضية الكرة من الجنوبى القسم فى |
| South Fork'ta abartılı bir evim var. | Open Subtitles | ماذا حدث؟ عندى منزل سخيف فى ملتقى النهرين الجنوبى |
| Birkaç ay önce Güney Kutbu'nda Ateş Bükme sınavım için antrenman yapıyordum. | Open Subtitles | منذ أشهر قليلة كنت فى القطب الجنوبى أتدرب على اختبار تسخير الهواء |
| Dağın Güney yamacından gidilerek ulaşılabilir, sen de Servoz gibi düşünmüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد انه كان من الحكمة ان يصعد سيرفيوس من الجانب الجنوبى ؟ |
| Majestelerinin delegasyonu, Güney Avrupa delegasyonunu büyük bir sabırla dinledi. | Open Subtitles | وفد صاحبة الجلالة إستمع بصبرِ ..... إلى الحوار الأوروبى الجنوبى |
| Olası bir Alman çıkartmasının beklendiği Güney ve doğu sahil bölgelerinde çocukların tahliyesine yeniden başlandı. | Open Subtitles | عمليات أخلاء جديده للأطفال بدأت فى كل من الساحل الجنوبى و الشرقى حيث توقع الخبراء أن يتم أبرار القوات الألمانيه هناك |
| O üniteleri tamir ettirip gün ortasında Güney tarafına getirmezse bunu ödeyecek. | Open Subtitles | حسناً، لقد فضل أن يأخذ هذين الآليين فى المدى الجنوبى لاصلاحهم |
| Görev yerimiz Britanya, ya da en azından Güney yarısıydı. | Open Subtitles | وجهتنا كانت بريطانيا أو تحديداً الجزء الجنوبى |
| Adamlardan ikisi Güney Vietnam ordusunda albay. | Open Subtitles | رجلان منهم كانا عقيدان فى الجيش الفيتنامى الجنوبى |
| Yarbay Skywalker Güney kapısından da girmemiş. | Open Subtitles | سيدى،أن القائد سكاى ووكر لم يدخل من المدخل الجنوبى |
| Kuzey ikinci sıra, temiz sayım. Güney üçüncü sıra, temiz. Yürümeye hazır olun. | Open Subtitles | الصف الثانى الشمالى تمام الصف الثالث الجنوبى تمام |
| Görünüşe göre Güney Çin Denizi'nde küçük bir kriz baş gösteriyor. | Open Subtitles | يبدوا أن هناك أزمة صغيرة تطبخ فى بحر الصين الجنوبى |
| Hava-1, görüntü desteği. Binanın Güney tarafına bak. | Open Subtitles | أيروان,الدعم البصرى أنه على حافه الجانب الجنوبى من المبنى |
| Çocuklar, havalandırma kanalına girdi. Güney taraftaki acil giriş kapısına gidin. | Open Subtitles | يا أولاد,أنه بنفق التهويه مجاور للجانب الجنوبى. |
| 96'larda Güney kutbunda bulunan biri? | Open Subtitles | الذى وجد في القطب الجنوبى المتجمد في عام 96؟ |
| Dört sene South Bay cezaevinde yattın. | Open Subtitles | لقد قضيت أربعة سنوات بمؤسسة الخليج الجنوبى الإصلاحية |
| Ailemi bize davet ettim, South Beach'te mükemmel bir yemeğe çıkardım. | Open Subtitles | أخترت مطعما جيدا على الشاطئ الجنوبى للغذاء |
| Sonra geyikler bizi Kuzey Kutbu'na uçurdu. | Open Subtitles | ثم العربة الطائرة أخذتنا إلى القطب الجنوبى حيث يوجد الأقزام |
| Yapabilenler, eşyalarınızı toplayın, güneye, Hadrian Duvarına doğru yola çıkın. | Open Subtitles | أولئك الذين قادرون يجمعوا أشيائهم ويتحركوا جنوباً نحو الحائط الجنوبى |
| Güneydeki kulenin içinde Helikopteri çağır | Open Subtitles | هو فى البرج الجنوبى الشرقى اطلب المروحيات لاتدعوة يهرب |