| Yanlış düşünmüş. Onu hayalkırıklığına uğrattım. mücevher bende değildi ve konuşmadım. | Open Subtitles | لقد اخطأ فى تصوره وخيّبت أمله الجواهر ليست معى ولم اتكلم |
| Ayak işlerinde bir detektifi kullanmanın parlak bir fikir olduğunu düşünen mücevher hırsızları olduğunu farzedelim. | Open Subtitles | بافتراض ان مسترجع الجواهر جاءته فكرة استخدام محقق كوسيلة |
| Tangka'nın sahip olduğu büyük güç, üzerinde bulunan paha biçilmez mücevherleri gölgede bırakıyor. | Open Subtitles | الجواهر التى لاتقدر بثمن فى التانجا صغرت من حجم الطاقة الهائل التى تحتويها |
| mücevherler konusuna gelince de, çok önemli bir şahsiyetin emriyle... konu kapanmıştı. | Open Subtitles | وبالنسبة لموضوع الجواهر, فهذا تم اسقاطه بناءا على الأوامر من قِبل شخصية بارزة مهمة |
| Belki de siz ikiniz, bilirsin işte bir eve taşınıp, Elmaslar ve bir at satın alırsınız. | Open Subtitles | ربما سوف تحظون بشئ ما مثل منزل و تشترون بعض الجواهر و حصان |
| mücevherlere 150,000 dolar gitti mi? | Open Subtitles | و لقد صرفت 150.000من أجل الجواهر, حسناً؟ |
| Marriott'un geri alacağı mücevher yeşim bir gerdanlıkmış... ve Amthor'un hastalarından birine aitmiş. | Open Subtitles | الجواهر التى كان ماريوت يريد شرائها واستعادتها, هى عقد نفيس يخص احد مرضاه وقيمته 100 الف دولار |
| mücevher perdahlama kursun Cuma günleri, değil mi? | Open Subtitles | موعد دروسكِ الخاصة بتلميع الجواهر في أيام الجمعة، أليس كذلك؟ |
| Hayır ama haftada bir mücevher perdahlama kursuna gidiyorum. | Open Subtitles | لا، ولكني أذهب مرة بالأسبوع لأحد دروس تلميع الجواهر |
| mücevher ve gizli belgeleri almamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | إذا فأنت تريدنى أن أحضر لك الجواهر و الوثائق السرية |
| Scotland Yard son üç yıldır, birkaç mücevher hırsızlığıyla ilgileniyor. | Open Subtitles | منذ ثلاثة اعوام انشغلت اسكوتلانديارد بقضية سرقة الجواهر |
| Aslında katilin mücevherleri neden istediğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | رغم اننى لا اعرف لماذا قد يرغب القاتل فى هذه الجواهر |
| Dün gece onlara tek söyleyebildiğim Marriott'un bazı mücevherleri geri almaya çalıştığıydı. | Open Subtitles | كل ما اخبرتهم به ليلة الأمس هو, ان ماريوت كان يستعيد شراء بعض الجواهر |
| Bu evde bir dakika daha duramam bana bütün kutsal mücevherleri verseniz bile. | Open Subtitles | انا لن أبقى في هذا البيت دقيقة أخرى حتى لو كومتوني مع كل الجواهر هنا |
| Aramızda bir ateş gibi her zaman o mücevherler vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هذه الجواهر بيننا كالنار طول الوقت |
| Gemine karşılık, krallara layık mücevherler. | Open Subtitles | بالنسبه لسفينتك هناك فديه للملك من الجواهر |
| Sen bu ışıltılı mücevherler ve unvanlar dünyasında doğdun. | Open Subtitles | أنت ولدت في هذا العالم عالم الجواهر المتألقة وأصحاب الألقاب |
| Elmaslar bir kızın en iyi dostudur | Open Subtitles | لكن الجواهر هي أفضل صديق للفتاة ربما يحين الوقت |
| "Elmaslar bir kadının en iyi arkadaşıdır Elmaslar bir kadının en iyi arkadaşıdır" | Open Subtitles | الجواهر هي أفضل صديق .. الجواهر هي أفضل صديق للفتاة |
| O mücevherlere el sürebilen başka kimler vardı? | Open Subtitles | والآن من أيضاً حصل على وصول لهذه الجواهر ؟ |
| Benimle birlikte, para kazanırsın. mücevherlerin olur. | Open Subtitles | لكن معي ,ستجنين الكثير من المال وستلبسين الجواهر |
| Ama daha da dehşet verici olanı mücevherlerden hiç anlamıyorsun. | Open Subtitles | لكن الأكثر ترويعاً , أنت تعرف أقل بكثير عن الجواهر |
| Üstündeki 10 milyon dolarlık mücevheri istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط الـ 10 مليون دولار التي تساويها الجواهر المرصع بها |
| İçinde hayal ettiğimden çok çok daha fazla değerli taş vardı. | Open Subtitles | بداخله من الجواهر اكثر ممما يمكن ان تتخيله او تحلم به |
| Ne yazık ki karşılığında elmas versek bile hiçkimse atını vermez. | Open Subtitles | لقد فتشت فى البلدة وليس هناك حصانا ولو بتاج من الجواهر |
| Çeliğin bana altın ve Mücevherden daha önemli olduğu zamanlar. | Open Subtitles | عندما كان الفولاذ بالنسبه لى أهم من الذهب و الجواهر |
| Beni arka koltuğa atıp, hoş ve karanlık bir oynaşma mekanına götüreceksin ve bir hanım arkadaşının mücevherlerini geri alacaksın. | Open Subtitles | اتعنى انك ستقود سيارتك وانا مخفى فى المقعد الخلفى لكى تستعيد شراء الجواهر لسيدة انا لم اقل ذلك |
| Mücevherin çalındığı partiyede katılmış mıydınız? | Open Subtitles | هل حضرت الحفل الأول عندما سرقت الجواهر ؟ |
| Mücevherlerle bir mağaraya doğru iz bırakalım ve başkasında saklanalım. | Open Subtitles | نترك بعض آثار الجواهر إلى أي كهف ونحن نختفي في كهف آخر |
| Ama bazen en değerli olanlar daha önce kimsenin adını duymadığı mücevherlerdir. | Open Subtitles | لكن بعض الأحيان, أفضل الأسهم هي في الجواهر التي لم يكتشفها أحد بعد |