| Evlilik akdi Harem kurmayı kesinlikle yasaklıyor. | Open Subtitles | عقد الزواج بالتأكيد يُحرِّم إمتلاك الحريم |
| Bizler Harem'i, daha çok kadınların yaşadığı yer olarak düşünürüz. | Open Subtitles | فقد كنا نعتقد أن الحريم فى أنه المكان الذى يسكن به النساء |
| [Kapı kapama sesi] Sultan'ım. Harem çalkalanıyor. | Open Subtitles | الحريم في حالة اضطراب يا سلطانتي لقد سمعنَ بالأمر |
| Kesinlikle bir presinsin Yemen'deki plajı harika bir tatil yeri gibi gelebilir tabii eski güzellik kraliçeleri ve "Hayatın Gerçekleri"'ndeki Blair ile birlikte aynı hareme düşene kadar. | Open Subtitles | اعني بالتأكيد بعض أمراء قصور الشاطئ في اليمن تبدو كأنها الذهاب في عطلة فائقة الجمال حتى تصبحين في الحريم |
| Bu harika hediyenin bir haremi baştan çıkarabileceğini garanti ederim. | Open Subtitles | أضمن أن هذه الهدية الرائعة ستجذب الحريم. |
| Haremde bulaşıcı hastalık kadar hızlı yayıldı. | Open Subtitles | لقد نشرتها كما ينتشر مرض معدي "في جناح الحريم في قصر "تركي |
| Haremden konuşmak bana düşmez, efendim. Ben bir garip aşçı parçasıyım. | Open Subtitles | ليس من حقي التحدث عن الحريم فأنا طبّاخ متواضع |
| Bayağı büyük bir Haremin olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن لديك مجموعة كبيرة من الحريم أودرى |
| O Haremdeki bakire köle kız.. | Open Subtitles | هي فتاة عذراء عبده في الحريم |
| Baba lütfen Harem'e gitmeyelim. Ne olur? Burada kalalım. | Open Subtitles | رجاءً لا أودّ الذهاب إلى قصر الحريم يا أبي أريد أن أبقى هنا |
| Ben sana Harem verdim. Şimdi ödeme sırası sende. | Open Subtitles | أعطيتك الحريم الآن حان دورك لتدفع لي المال. |
| Harem birtakım büyük hırsızlıktan sorumlu. | Open Subtitles | الحريم هو المسؤول عن عدد من السرقات خط رفيع. |
| Emma Knightly'yi Harem'e ben yerleştirdim, böylece işleyecekleri suç faaliyetlerinde beni bilgilendirdi. | Open Subtitles | أنا وضعت إيما نايتلي في الحريم حتى أنها يمكن أن يبقي لي نشر لأنشطتهم الإجرامية. |
| Harem'in onu çalmasını sağlamak ve benim de orada olmam lazım. | Open Subtitles | لديك الحريم سرقتها، وأنا عندي أن يكون هناك. |
| Harem, Padişah'ın özel eviydi. | Open Subtitles | الحريم كانت منطقة خاصة بالسلطان |
| Bu boşluğa da sadece Harem hayatı girebildi. | Open Subtitles | حيث يمكن أن تتسلل حياة الحريم إليه |
| Çünkü erkekler hareme giremez. | Open Subtitles | الرجال لا يمكنهم دخول قاعة الحريم |
| Bütün hareme şerbet ve lokma dağıtılsın. | Open Subtitles | وزعي الشربات والزلابية في الحريم كله |
| Muhtemelen, kraliyet haremi gibi. Uzun hikaye, başka bir zaman. | Open Subtitles | كنـًـا نطلق عليها أسم الحريم الملكي, فصة طويلة في وقت آخر |
| [Valide] haremi didik didik edin, bulun o yüzüğü! | Open Subtitles | فتشي الحريم وجدي ذاك الخاتم! |
| Haremde, kızların eğitiminde, bir seni bilirim Daye. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه أن يدرب الفتيات في الحريم أفضل منك يا "درة" |
| Peçesiz Haremden çıkmanıza izin veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع السماح لك بمغادرة قصر الحريم دون ارتدائه |
| Haremin mevcut kraliçesi için, bu büyük bir tehdit olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تُعتبر القادمة الجديدة تهديدا حقيقيا للملكة الحالية المسيطرة على الحريم |
| Haremdeki dedikodular bu yöndeyöişr. | Open Subtitles | هذا ما سمعته من الحريم |
| Yayın işi eksik eteklere göre değil. Sayın Başkan! | Open Subtitles | الحريم لا ينتمين الي البث. |