|  Demek istediğim, birinin engellemeleri bittiğinde, birisi birinin gerçek duygularını etkiler.  | Open Subtitles |   أَعْني، عندما يتم منع احدهم يَتصرّفُ الواحد بناءا على مشاعرِه الحقيقيةِ  | 
|  Sakın bir erkek derneğindeki bir kumar gecesini gerçek hayatla karıştırma.  | Open Subtitles |   لا تخلط بـ كازينو مزيف في منزل أخويةِ بـ الحياةِ الحقيقيةِ.  | 
|  gerçek güç hala ağzının suyunu akıtıyor.  | Open Subtitles |   مياه فَمّك العاديه فيها القوَّةِ الحقيقيةِ  | 
|  gerçek hayattaki sorun, tehlike müziğinin çalmaması .  | Open Subtitles |   إنّ المشكلةَ بالحياةِ الحقيقيةِ ليس هناك موسيقى خطرِ  | 
|  Her aşk hikayesi gerçek hayattaki gibidir.  | Open Subtitles |   كُلّ قصّة الحبِّ مثل هذا في الحياةِ الحقيقيةِ.  | 
|  Seçilenler kendileriyle uğraşmaktan gerçek sorunlarla ilgilenmiyor.  | Open Subtitles |   ناخبون غير مكترثون بالقضايا الحقيقيةِ لأنهم يَستهلكونَ أيضاً بمُتَعِهم الخاصةِ.  | 
|  Belki bu yüzden ben resimleri, gerçek hayattan daha çok seviyorum.  | Open Subtitles |   لَرُبَّمَا لِهذا أنا أُفضّلُ فَنّ مِنْ الحياةِ الحقيقيةِ.  | 
|  gerçek bölüm sonunu bastırmak isterim.  | Open Subtitles |   لقَمْع المحتويات الحقيقيةِ لهذا الفصلِ النهائيِ  | 
|  Herkeste şu küçük şeylerden var, tıpkı gerçek şatolardaki gibi.  | Open Subtitles |   انت عندك مناظر خارجية شيء مثل القلاعِ الحقيقيةِ.  | 
|  - Efendim? - Tuğlalar bile gerçek.  | Open Subtitles |   سيدى ' لقد حَصلتَ على الطابوقةِ الحقيقيةِ.  | 
|  gerçek ailem hakkında ne biliyorsan söyle.  | Open Subtitles |   ما يُمْكِنُك أَنْ تُخبرَني عن عائلتِي الحقيقيةِ  | 
|  Bu tatlı, çok zekice ve gece kahkahalarını takdir ediyorum ama gerçek yazıları görmem gerek.  | Open Subtitles |   هذا لطيفُ، ذكي جداً، وأنا أُقدّرُ الضحكة الخافتة المسائية، لَكنِّي أَحتاجُ لرُؤية الصفحاتِ الحقيقيةِ.  | 
|  Tezgah değil bu. Bunlar gerçek duyguları olan gerçek insanlar.  | Open Subtitles |   هذا لَيسَ تسلية هؤلاء حقيقيون ناس بالمشاعرِ الحقيقيةِ  | 
|  Tecrübeli gözlerim onların gerçek potansiyelini gördü.  | Open Subtitles |   لقد أرهقت عينَي الجميلة لرُؤية إمكانيتِهم الحقيقيةِ  | 
|  Şey, bu senin gerçek hislerini görmenin tek yolu.  | Open Subtitles |   حَسناً، هو الطريقُ الوحيدُ أُصبحُ لرُؤية عواطفِكَ الحقيقيةِ  | 
|  Bu silah gerçek mi, sahte mi?  | Open Subtitles |   هَلْ تلك بندقيةِ الحقيقيةِ أَو المزيفةِ؟  | 
|  Doğduğun gece gerçek annenden kaçırıldın.  | Open Subtitles |   لقد أُخِذتَ مِنْ أمِّكَ الحقيقيةِ في ليلةِ ولادتك  | 
|  gerçek zenginliğin kalbinde olduğunu öğrenmeli,bankada değil.  | Open Subtitles |   هي يَجِبُ أَنْ تَتعلّمَ بأنّ الثروةِ الحقيقيةِ في القلبِ. لَيسَ في المصرفِ.  | 
|  gerçek problemlerinle başa çıkman için sana yardımcı olmayacak.  | Open Subtitles |   هم لَنْ يُساعدوك تَتعاملُ مع مشاكلِكَ الحقيقيةِ.  | 
|  Ama henüz hiç biriniz, gerçek mutluluğu yaşamadınız.  | Open Subtitles |   لكنلاأحدمنكميَعْرفُطعمَ السعادةِ الحقيقيةِ  |