| Buranın tek çıkış yolu yukarısı gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أن طريق الخروج الوحيد من هنا هو لأعلى |
| Çünkü tek çıkış çitlerden atlamaktır. | Open Subtitles | لأن طريق الخروج الوحيد يحتاج للمشى أعلى منحدر |
| Kapana kısıldım. tek çıkış yolumuz, kazanmak. | Open Subtitles | وقعت في الفخ سبيل الخروج الوحيد بأن أفوز |
| Bekleyin, köprü buradan tek çıkış. | Open Subtitles | انتظر ، إن الجسر هو طريق الخروج الوحيد |
| Kapı donup sıkışmış. Ve tek çıkış yolu bu! | Open Subtitles | الباب متجمد ، إنه طريق الخروج الوحيد |
| Evet. Bu cehennemden tek çıkış yolu. | Open Subtitles | ممر الخروج الوحيد من هذا الجحيم ؟ |
| Onların tek çıkış yolu burası ve sana burada ihtiyacım var! | Open Subtitles | هذا سبيل الخروج الوحيد أحتاجك أن تكون هنا! |
| Onların tek çıkış yolu burası ve sana burada ihtiyacım var! | Open Subtitles | هذا سبيل الخروج الوحيد أحتاجك أن تكون هنا! |
| Oh, tek çıkış yolu içine girmek! | Open Subtitles | طريق الخروج الوحيد هو للداخل |
| Kapak tek çıkış yolu değil. | Open Subtitles | الباب ليس طريق الخروج الوحيد. |
| tek çıkış yolunun Patron Joe'yu öldürmek olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | أنهم يعلمون أن طريق الخروج الوحيد هو قتل الزعيم ( جو ) |
| tek çıkış yolunun Patron Joe'yu öldürmek olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | أنهم يعلمون أن طريق الخروج الوحيد هو قتل الزعيم ( جو ) |