| O kamu tarafı. Ama gizli olarak her şey belgeleniyor. | Open Subtitles | هذا من الجانب العام في الخفاء كلّ شيء أصبح موثق. |
| Bazı yazarlar sadece gizli yazar. | Open Subtitles | بعض الكتاب يمكنهم فقط ان يعملوا فى الخفاء |
| Belki de evlilikler gizli tutulmalı. | Open Subtitles | ارى انه يجب إقامة الزواج في الخفاء بهذا الشكل, عندما يخفق الزواج |
| Ayrıca seni gizlice destekleyen pekçok Onbir'in olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أيضا أن الكثير من الإحدى عشرية يؤيدونك في الخفاء |
| Yahudi kanunlarına aykırı olarak adamı gece yarısı gizlice yargıladın... | Open Subtitles | لقد حاكمت الرجل في الليل وفي الخفاء مخالفاً شريعة اليهود |
| Bu yüzden gizli çalışıp CTU'ya haber vermedim. | Open Subtitles | لهذا السبب عملت فى الخفاء و لم استطع الاتصال بالوحده |
| Ve daima, gizli hainler, ...açık düşmanlardan daha tehlikelidir. | Open Subtitles | وكقاعدة عامة, فالشر يكون أخطر في الخفاء من مقاتله العدو مباشرةً |
| gizli kalmış hainler, açık düşmanlardan daha tehlikelidir. | Open Subtitles | وكقاعدة عامة, فالشر يكون أخطر في الخفاء من مقاتله العدو مباشرةً |
| Biz Sana gelmeden, kötülüklerimizi ve gizli kalmış günahlarımızı merhametinle affet. | Open Subtitles | أنت مُطلع على جميع ذنوبنا التي اقترفناها وخطاينا التي فعلناها في الخفاء جميعها واضحة لعظمتك |
| FBI ajanları, gizli göreve gitmeden önce gizli yaşamanın zorluğu için eğitim alıyorlar. | Open Subtitles | وعندما يعمل عملاء المباحث الفيدرالية في الخفاء فهم يكونون مدربين على التعامل مع التوتر |
| Vereceği zararı gizli gizli veriyor. | Open Subtitles | فهو يقوم بالأذى خلف الأبواب المغلقة، في الخفاء |
| - Bunlar bilimsel kanıt iyi bilinen araştırmacılar tarafından gizli çalışmada ortaya çıkarılmış. | Open Subtitles | هذا دليل علمي من باحثين معروفين اجبروا على العمل في الخفاء |
| Şimdi dünyadaki insanlarla birlikte yaşıyor, sade görünüşte saklanıyor, ama onları gizlice seyrediyor, bekliyor, koruyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش بين البشر الآن بعيدين عن الأنظار ولكننا نراقبهم في الخفاء ننتظر و نحمي |
| Böylece gizlice birlikte olup nasıl gidiyor bakarız. | Open Subtitles | اذا الآن يمكننا أن نتواعد في الخفاء و نرى إلى أين يوصلنا هذا الأمر |
| Kuledeyken hizmetçi bana okumam için gizlice kitaplar getirirdi. | Open Subtitles | عندما كنت فى البرج اعتاد الخدم ان يحضروا لى فى الخفاء كتبا لكى اقرأها |
| Bir asırdan fazladır, gizlice yaşadım. Şu ana dek. | Open Subtitles | لأكثر من قرن , عشتُ في الخفاء , حتّى هذه اللحظة |
| Perslerin düşmanlarına gizlice silah yaptığınızı biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنكم صنعتم الأسلحه لأعداءنا في الخفاء |
| Seni beş dakikalığına Görünmez yapıyorum, iyi değerlendir. | Open Subtitles | ..سأمنحكِ خمس دقائق من الخفاء عن الأنظار انتهزيها بذكاء |
| gizlilik içinde ihtiyatlı hareket edecek, yalnız bana bildireceksin. | Open Subtitles | ستفعل ذلك فى الخفاء و بدقه وتعطي تقرير بذلك لى انا فقط |
| Yani, silahlarınız var ama saklı tutmayı tercih ediyorsunuz. | Open Subtitles | إذا فأنت تملك أسلحة لكن تفضل إبقائهم في الخفاء |
| Biraraya gelerek bir yeraltı örgütü oluşturdular... ve örgüte OAS adını verdiler. | Open Subtitles | توحدوا سويا بحركة في الخفاء ودعوا أنفسهم أو أية إس. |
| Katilimiz Karanlıkta ve öyle de kalmak istiyor. | Open Subtitles | قاتلنا في الخفاء ويحاول البقاء في الخفاء |
| Çocuklarımı da etkiliyor, bu yüzden saklanarak yaşıyorduk. | Open Subtitles | ينطبق على أولادي كذلك، لذلك عشنا في الخفاء. |
| Ama öyle olsa bile, klanımız, dirileceğimize inanarak gölgelerde gizlendi ve hayatta kalmaya devam etti. | Open Subtitles | لكن رغم ذلك , اعتقاداً منا أننا عشيرتنا ستعود من جديد بقينا في الخفاء واستمررنا في البقاء |
| Zavallı kadıncağız kendini dışlanmış hissettiği için gölgelerin arasında yaşıyor. | Open Subtitles | هذه المرأة المسكينة مجبرة على العيش في الخفاء لأنها تشعر أنها منبوذة |