| Bana göre en iyi düğmeler genellikle yuvarlak. | TED | بالنسبة لي، الزر الأفضل هو الزر الدائري. |
| Bu bir tür tümsah. yuvarlak burnundan anlaşılabilir. | Open Subtitles | هذا تمساخ أمريكي يمكنة معرفة ذلك من انفة الدائري |
| Katil, yuvarlak testereyle kurbanın başını ve ellerini doğramış. | Open Subtitles | ـ القاتل أمسك بالمنشار الدائري و بتر رأسها مع يديها |
| Eğer batı Amerka'da bulunduysanız Creosote çalılarının her yerde olduğunu bilirsiniz ama şunu belirteyim ki bu gördüğünüz eşşiz dairesel formda. | TED | إذا سبق لك زيارة الغرب الأمريكي فإنك تعلم انها موجودة في كل مكان تقريباً ولكن يقال أن لهذه شكل مميز وهو الشكل الدائري |
| döngüsel ekonomi doğal sermayeyi yeniden kurabilir mi? | TED | هل يمكن للاقتصاد الدائري بناء رأس مال طبيعي ؟ |
| Hepinize hakim olduğum bu yuvarlak masadan sizi izliyor olacağım. | Open Subtitles | سأضع عيني عليك من مكتبي الدائري الذي أستطيع أن أرى منه كل شيء |
| Şu bina bizim şu bina, şu ev, şu yuvarlak şey şu. | Open Subtitles | نحن نملك ذلك المبنى وذلك، وذلك المنزل وذلك الشيء الدائري وذلك |
| Size tüyo verebilecek tek şey yuvarlak pencere. | TED | الشيء الوحيد الغريب هو الشباك الدائري. |
| Örneği tepedeki yuvarlak şeye koy. | Open Subtitles | "ضع العينة على الشيئ الذي يشبه الرف الدائري في الأعلى." |
| O yüzden bunun adı yuvarlak on iki yüz. | Open Subtitles | لذا فهذا يسمى الدائري الثنعشري السطوح |
| Önünde yuvarlak kapımsı bir şey olan kutumsu bir şeye benzer. | Open Subtitles | "إنّه ذلك الذي يشبه الصندوق مع... الباب الدائري في الأمام." |
| Korkma yuvarlak dostum. | Open Subtitles | لا تخف ياصديقي الدائري |
| Böyle büyük yuvarlak bir tiyatro yani! | Open Subtitles | إنه المسرح الدائري الأصلي |
| Şimdiyse, sana kare kekler ve yuvarlak kurabiyeler arasında seçim yaptırıyorum sen yuvarlak kurabiyeleri seçiyorsun. Halka olanı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | والآن عندما خيّرتِ بين "كوكيز" دائري "و"بلوندي" مربع اهترتِ الـ"كوكيز الدائري (أنواع من البسكويتات) |
| Küçük yuvarlak mı, büyük yuvarlak mı? | Open Subtitles | الدائري الصغير أم الكبير ؟ |
| Kafatasında yuvarlak bir kırık var. | Open Subtitles | الكسر الدائري لمدفنِ cranial. |
| - yuvarlak yere sok şunu. | Open Subtitles | -فقط أدخله بالقفل الدائري |
| Gördüğünüz gibi benzer dairesel formda. | TED | و كما ترون فإنها تشبهها من ناحية الشكل الدائري |
| Şu büyük, dairesel nesneden bahsediyorum, Mısır'da bulunan,... ..şu anda Cheyenne Dağı'nın altındaki eski füze silosunda duran. | Open Subtitles | أتحدث عن ذلك الشيء الدائري الكبير الذي اكتشف في مصر الذي يستقر حاليا في مستودع للصواريخ تحت جبل شايين |
| döngüsel ekonomi mevcut kimyasal gübre kullanımının yerini alabilir mi?" | TED | هل يمكن للاقتصاد الدائري استبدال الكيماويات المستخدمة في السماد؟ |
| Fakat bana döngüsel ekonomi hakkında en çok ilham veren şey gençlere ilham verme yeteneğiydi. | TED | لكن أكثر ما ألهمني في الاقتصاد الدائري قدرته على إلهام الشباب. |