| Yönetim kurulunun ağsız iç çamaşırı maddesini gözden geçirmesi gerekiyor. | Open Subtitles | واضح أنّه سيتعيّن على المجلس الخارجيّ مراجعة بند الملابس الداخليّة |
| Yarın İç İşleri'nden gelecekler ve bu olayın sonlandığını öğrenmeleri gerek. | Open Subtitles | سيأتي مسؤولو الشؤون الداخليّة غداً، وعليهم أن يعرفوا بأنّ المشكلة انتهت |
| Yönetim kurulunun ağsız iç çamaşırı maddesini gözden geçirmesi gerekiyor. | Open Subtitles | واضح أنّه سيتعيّن على المجلس الخارجيّ مراجعة بند الملابس الداخليّة |
| Ne tür bir işte kaybedilen eşyalar tamamen kadın iç çamaşırlarından oluşur? | Open Subtitles | أيّ عملٍ عساه القائم على إيداع الملابس الداخليّة النسائيّة أمام العيان ؟ |
| İç İşleri sızıntının bu CIA bürosundan kaynaklandığını biliyor ama bu kişi herhangi bölümde çalışan herhangi biri olabilir. | Open Subtitles | الشؤون الداخليّة تعرف أنّ التسريب قد صدر من مكتب الإستخبارات هذا، لكن قد يكون أيّ أحدٍ في أيّ شُعبة. |
| Peki, madem bizim gibiler iç çamaşırlarının tersine dönük fotoğrafları nerede? | Open Subtitles | حسنٌ، إن كانوا مثلنا، أين صورتهم وهم يقلبون سراويلهم الداخليّة للخارج؟ |
| Bu iç durumun sorunu diyet ile çözümlenebilir. | TED | وإن حدوث هذه الحالة الداخليّة في الجسم لطالما عُزيَ إلى الحمية الغذائيّة. |
| Bu bir mekanik filtredir. Her konuştuğunuzda, iç kulağınızı koruyan bir bölünmedir. | TED | وهي آليّة تصفية، هي جزء صغير يقوم بحماية أذنك الداخليّة في كل مرّة تُصدر فيها صوتاً. |
| Koklea -- iç kulağınızın, sesi işleyen bölümü, canlı hücrelerden oluşmuştur. | TED | فقوقعتك وهي جزء من أذنك الداخليّة يعالج الأصوات مكوّنة من خلايا حيّة. |
| Birisi iç çamaşırlarını arkada unutmuş. | Open Subtitles | واحدة ما تركت ملابسها الداخليّة في الخلف |
| İçinde iç çamaşırı olan çantaya hep baktım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ، راقبتُ حقيبة الملابس الداخليّة طوال الوقت |
| Ama senin iç çamaşırlarını almam gerekiyordu. | Open Subtitles | حقاً؟ لكن كان يفترض بك الحصول على الملابس الداخليّة |
| İç çamaşırı gibi saracağım onu, Yüzbaşım! Yanımdan ayrılma! | Open Subtitles | سوف أقربه منى كملابسى الداخليّة يا كابتن امكث معي |
| Ben sadece.. Hayır, babanın iç çamaşırlarıyla rahat edemiyorum. | Open Subtitles | لن أشعر بالارتياح و أنا مرتدى لملابس والدك الداخليّة |
| Ben duştayken banyoda iç çamaşırlarınla resmî geçit yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتبخترين بملابسك الداخليّة وأنا عار داخل حوض الاستحمام |
| Beni iç çamaşırlarımla seyret. Tadını çıkar. Önemli değil. | Open Subtitles | انظر إلي وأنا بملابسي الداخليّة خذ وقتك، لا أبالي |
| Mesela sadece salı günleri mi iç çamaşırıyla dolaşma iznimiz olacak? | Open Subtitles | يمكننا التجول بملابسنا الداخليّة في أيام الثلاثاء؟ |
| Pantolonumu çıkarmıştım ama iç çamaşırlarım kayboldu. | Open Subtitles | أنا أزلتُ ملابسي الداخلية منه لكن ملابسي الداخليّة ذَاهِبة. |
| Şimdi IA doğal olarak davayı yeniden açıyor. | Open Subtitles | و الآن بالطبع الداخليّة تعيد فتح القضيّة |
| Ten. Nen auranızla bedeninizi sarmanıza olanak sağlamaktadır. | Open Subtitles | "التين" وهي القدرة على تكوين درع حول الجسد من الطاقة الداخليّة" |
| - İç tankları vuramayız. | Open Subtitles | لا يمكنني التصويبُ على الحاويةُ الداخليّة |
| Şaşırtıcı olan dahili bileşenlerin üretiminin çok basit olması. | Open Subtitles | الأمر المُفاجئ الآدوات الداخليّة كانت أبسط لإنتاجها، فعلًا. |
| İlk cinayetini işlemiş birine hiç benzemiyorsun ve sanırım büyüdüğün yatılı okulda bu konuda eline fazla fırsat geçmemiştir. | Open Subtitles | لا تبدو كرجل ارتكب قتله الأوَّل، ولا أظنّ أنّه أتيحت لك فرص قتل وفيرة في المدرسة الداخليّة الفاخرة التي ترعرعت فيها. |
| Onu don gibi ayağıma geçireceğim. Benimle kal. | Open Subtitles | سوف أقربه منى كملابسى الداخليّة يا كابتن امكث معي |