| Onun yerine Balkan ülkelerini kendi safına çekmek için diplomatik girişimlerini hızlandırdı. | Open Subtitles | و بدلاً من هذا قام بأعتماد الضغط الدبلوماسى كوسيله لضم جمهوريات البلطيق تحت لواء الدوله الألمانيه |
| Evet, ama diplomatik görüşmeler asla kıramayacağımız ileri düzey bir algoritmayla şifrelenmiş durumda, yalnız sanırım bir yolunu buldum. | Open Subtitles | نعم لكن النشاط الدبلوماسى مشفر بإستخدام نظام متطور لم نتمكن أبداً من كسره |
| diplomatik alanlarda başarılarımızın yanı sıra insanların bizim hakkımızdaki fikirlerini de küçümsememeliyiz. | Open Subtitles | على الرغم من أننا نواصل إكتساب الأرض في المجال الدبلوماسى يجب علينا ألا نقلل من أهمية الرأي الشعبي بين البشر. |
| Britanya diplomatik ekibinden Barış Partisi'nin çok değerli destekçisi Stephen Paynter'ı tanıştırabilir miyim. | Open Subtitles | هل لى ان اقدم لك ستيفن بينتر من السلك الدبلوماسى البريطانى و مؤيد كبير لحزب السلام |
| Sürdürülebilir bir diplomatik seçenek yok. | Open Subtitles | فان الخيار الدبلوماسى غير فعال |
| Morris, konsolosluktan yapılan diplomatik kominikasyonun deşifre işlemi hâlâ sende mi? | Open Subtitles | (موريس) هل مازلت تحاول فك شفرة الإتصال الدبلوماسى الخارج من القنصلية؟ |
| diplomatik tahliyeye başlanıyor. | Open Subtitles | تشريع الاخلاء الدبلوماسى |