Dostum sonsuza dek minnettar kalırım. Ama kız kardeşinden izin almalısın. | Open Subtitles | يا صاح، إلهي، سأكون شاكرًا أبد الدهر ولكن عليكَ اسئذان أختكَ |
Sanırım öyle oldu. Özellikle sonsuza kadar seninle olduğumu düşünürken. | Open Subtitles | أفترض ذلك، خاصّا بما أنّك ستمضي أبد الدهر في خدمتي. |
Ses 4: Bizim ülkemizden gelmiş bu sevgi ve duygu seli sonsuza kadar benimle kalacak bir şey. | TED | الصوت الرابع: كل المشاعر و الأحاسيس التي كان مصدرها بلدنا كانت أشياء حقيقية والتي ستبقى خالدة في أذهاننا أبد الدهر. |
Düşünmemizin katlanması mı güzel, ...zalim kaderin yumruklarına, oklarına, ...yoksa diretip bela denizlerine karşı, ...dur, yeter! | Open Subtitles | أمن الأنبل للنفس ان يصبر المرء على مقاليع الدهر اللئيم وسهامه ام يشهر السلاح على بحر من الهموم |
Atlatması aylar, yıllar sürebilir. | Open Subtitles | قد يتطلب الأمر شهورا، سنوات، طوال الدهر لكي تنسى شخصا ما |
Aradan bu kadar yıl geçti, halen.. ..böylesine kararlı bir şekilde aşık. | Open Subtitles | بعد هذا الدهر ما زال طالبًا مخلصًا ليدي. |
sonsuza kadar birlikte olamayacakmışız gibi görünürken, birdenbire işler yoluna girdi. | Open Subtitles | بعد ما بدا كأنه الدهر لا المناسب تماما معا، ونحن تناسب فجأة. |
Bu dosyaların içinde mektubumu bulmam sonsuza dek sürebilir. | Open Subtitles | من الممكن أن نستغرق كل الدهر لأيجاد رسالتي في كل هذه الملفات |
Bu günü unutmayın çünkü sonsuza kadar sizin olacak. | Open Subtitles | ولتخلدوا هذا اليوم أيها الرجال لأنه سيقبع في ذاكرتكم أبد الدهر |
Yerleşmek için bir gezegen bulamasak bile, sonsuza kadar yıldız üssünde yaşayabiliriz. | Open Subtitles | حتى لو لم نجد كوكب لإستعماره نستطيع أن نعيش أبدً الدهر على المركبة الآم |
Ruhu, bedenine girerse sonsuza kadar konuğum olarak burada kalırsın. | Open Subtitles | حينماتسكنروحهجسدكَ، ستكون ضيفي هنا أبد الدهر. |
Ama eğer doğruysa hepimizi sonsuza dek Yeraltı Dünyası'na hapsetmek isteyecektir. | Open Subtitles | لكن لو كان هذا حقيقي ، فستحاول حصرنا جميعاً بالعالم السفلي أبد الدهر. |
sonsuza kadar sürecekmiş gibi madem çok kötü neden geliyorsun? | Open Subtitles | شعور مثل الدهر. إذا كان سيئاً للغاية لماذا أتيت؟ |
Kendini ve köyünü çok kötü rezil etti ve sonsuza kadar bu utanç içinde yaşayacaklar. | Open Subtitles | ، لقد جلب العار لنفسه ، و لقريته وسيظل منبوذا حتي نهاية الدهر |
Amerikalılar, kuzeyden gelen bu dostluk yardımına sonsuza kadar minnettar kalacaktır. | Open Subtitles | الأمريكيون سيظلون شاكرين أبد الدهر لأصدقائنا و حلفائنا الشماليين لحماية و المرور الأمن |
Çünkü eğer ben olmasaydım, ...yanlış zamanda yanlış yerde olmayacaktık ve şimdi bizi sonsuza kadar kovalayacak. | Open Subtitles | إذ لولاي لما كنا في الزمن الخطأ و المكان الخطأ يمكن أن يطاردنا ذلك أبد الدهر |
Düşüncelerimizin katlanması mı güzel zalim kaderin yumruklarına, oklarına yoksa diretip... | Open Subtitles | حتى لو احتمل... صفعات الدهر الجائر و سهامه... أم جرد سلاحه على... |
Düşüncelerimizin katlanması mı güzel zalim kaderin yumruklarına, oklarına... | Open Subtitles | حتى لو احتمل... صفعات الدهر الجائر و سهامه... أم جرد سلاحه على بحرٍ مديد من الكوارث |
Düşüncelerimizin katlanması mı güzel, zalim kaderin yumruklarına, oklarına? | Open Subtitles | أيهما أسمى للإنسان أن يصبر على بلاء الدهر... |
Yavrum bu kırışıklıkların düzelmesi yıllar alıyor! | Open Subtitles | عزيزتي ، هذه التجاعيد تستغرق الدهر لتخرج |
Ben Kusum Ganga. yıllar sonra aradın. | Open Subtitles | أنا كوسوم جانجا لقد غبت الدهر حتى تتصل |
Ama yıllar sürerdi! | Open Subtitles | ربما. لكن الأمر سيستغرق أبد الدهر. |
Aradan bu kadar yıl geçti, halen böylesine kararlı bir şekilde aşık. | Open Subtitles | بعد هذا الدهر ما زال طالبًا مخلصًا ليدي. |