| Belki siz öyle yapıyorsunuz ama Benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
| Belki siz öyle yapıyorsunuz ama Benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
| Benim geldiğim yerde, çürük elmaları seçip domuzlara verirdik. | Open Subtitles | في المكان الذي أتيت منه, كنا ننتقي التفاح المتعفن من البراميل و من ثم نطعمهم للخنازير |
| Ne tür bir yere geldiğimi merak etmeye başlamıştım ki sonra bir güzel öğrendim. | Open Subtitles | لقد بدأت أتسأل ما نوع المكان الذي أتيت إليه, وبعد ذلك عرفت0 |
| Gidebilirsin şimdi, nereden geldiysen oraya dön. | Open Subtitles | تستطيع الذهاب الآن, وترجع إلى المكان الذي أتيت منه. |
| Benim geldiğim yerde, senin hiç görmediğin renkler vardır. | Open Subtitles | المكان الذي أتيت منه، يوجد به ألوان لم تريها من قبل |
| Bak şimdi, Benim geldiğim yerde, senin gibi herifler teyp araklarlar, araba araklarlar, her bi şeyi araklarlar. | Open Subtitles | نعم، أرى ما الذي أتيت لأجله إنهم سارقي السيارات أمثالك سرقة السيارات، أنتم بارعون في السرقة أكثر من أي شيء |
| Benim geldiğim yerden dünyanın tepesi gibi gözüküyor. | Open Subtitles | إنها قمة العالم بالنسبة للمكان الذي أتيت منه. |
| Benim geldiğim yerde bunu göremezsiniz. | Open Subtitles | انت لاترى هذا في المكان الذي أتيت منه اوه.بـربـك |
| Bunu anlamanı beklemiyorum, ama Benim geldiğim yerde insanlar... yalan söyler, hile yapar ve önünde duran herkesi yıkıp geçer. | Open Subtitles | ،لا أعتقد أنكِ ستفهمين ،لكن المكان الذي أتيت منه أناس يكذبون و يحتالون و يدمرون أي شيئ يعترض طريقهم |
| Benim geldiğim yerde, Noel ağacını babam kendi keserdi. | Open Subtitles | من المكان الذي أتيت منه كان أبي يقوم باقتطاع شجرة عيد الميلاد بنفسه |
| Benim geldiğim yerde gerçek büyücü falan yoktur. | Open Subtitles | المكان الذي أتيت منه لا يوجد به سحرة حقيقين |
| Evet, Benim geldiğim yerde, endişe sadece satış yapan bir adamla gelirdi. | Open Subtitles | ...في المكان الذي أتيت منه من يقلق علَيّ تكون لديه مصلحة معي |
| Benim geldiğim yerde beşte yenir. | Open Subtitles | وقت العشاء الساعة الخامسة في المكان الذي أتيت منه |
| Nereden geldiğimi konuştuk ve iki farklı dünyayı. | Open Subtitles | تحدثنا عن المكان الذي أتيت منه وهن عالمينا. |
| Ah... O zaman nereden geldiğimi anlamışsınızdır. | Open Subtitles | إذن فأنت تفهم المكان الذي أتيت منه |
| Aşağıdayken nereden geldiğimi görünce... | Open Subtitles | إن وجودي بالأسفل هناك... واكتشافي للمكان الذي أتيت منه، أصابني هذا بخوف شديد، |
| Sen de nereden geldiysen oraya geri dön! | Open Subtitles | أنت عُد إلى المكان الذي أتيت منه |