| Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi. | Open Subtitles | لأنكِ بدأتي بإرتداء ذلك العقد مجدداً, العقد الذي أحضرته لكِ. |
| Evde görüşürüz? Sana aldığım kapatıcıyı kullan. | Open Subtitles | . أراكِ لاحقا في المنزل أستخدمي الغطاء المثبت الذي أحضرته لكِ |
| O zaman sana aldığım elektrik süpürgesini geri vereyim. | Open Subtitles | يجدر بي إرجاع ذلك الترموس الذي أحضرته لكِ إذاً |
| Bu, benim eve getirdiğim o korkunç şeyden kaçma yerleri. | Open Subtitles | إنها مهربهم من الشئ المروع الذي أحضرته أنا إلى المنزل |
| Senin getirdiğin çek karşılıksız çıkmış. O çeki veren seni aldatmış. | Open Subtitles | الشيك الذي أحضرته بدون رصيد لقد خدعك الرجل الذي أحضرته منه |
| Anneme aldığım neye bayıldı, biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرف ما الذي أحضرته لأمي و أعجبها جداً ؟ |
| Avukat benim. Bugün Cicero'dan aldığım makarnayı yemedi. | Open Subtitles | أنا المحامي، اليوم بصقت الكانيلوني الذي أحضرته من سيزرو |
| Senin için aldığım o güzel bermudalara ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن الشورت اللطيف المطوي الذي أحضرته لك? |
| - Geçen yılbaşında ona aldığım zümrüt kolyeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين ذلك العقد الذي أحضرته لها في عيد الميلاد الفائت ؟ |
| O yüzden bu sabah fırından aldığım elmalı çöreklerle idare edeceksiniz. | Open Subtitles | لذا عليكم أكل كعك التفاح المحلى، الذي أحضرته من الخباز هذا الصباح. |
| Geçen noel aldığım şortu giyiyor. - Yakışmış. - Tamam. | Open Subtitles | إنه يرتدي ذلك السروال القصير الذي أحضرته له في الكريسماس، يبدو جميلاً عليه |
| Şimdi aldığım vitaminli suyu içebilirsiniz. | Open Subtitles | اذهبن جميعًا لشرب ماء جوز الهند الذي أحضرته. |
| Bu yüzden yapman gerekenler, bol sıvı tüketip... ..sana aldığım ilaçları kullanmak... ..ve güzel bir uyku çekmek. | Open Subtitles | إذاً , ما سنقوم فعله هو شرب الكثير من السوائل الدواء الذي أحضرته لك و الذهاب إلى النوم |
| aldığım mermilerin kurusıkı olması lazımdı! | Open Subtitles | الرصاص الذي أحضرته مفترض أنه فارغ |
| Paskalya için aldığım o altından olanı ister misin? | Open Subtitles | الذهبي الذي أحضرته لعيد الفصح؟ |
| Baba, umarım sana aldığım kitabı okuyorsundur. | Open Subtitles | أبي أتمنى أن تقرأ الكتاب الذي أحضرته لك |
| Yüzünde tamamen eve getirdiğim köpeğin aslında bir fare olduğunu söylediğin zamanki ağabey bakışı var. | Open Subtitles | لديك نظرة الأخ الأكبر على وجهك بالكامل مثل الوقت الذي قلت لي فيه أن الجرو الذي أحضرته إلى المنزل كان جرذا |
| Bunun sağlığıma faydası olacağını düşünmüyorum, Doktor. Şimdi bunu rüşvet olarak düşünmeyin ama getirdiğim Japon tabancası sizin olabilir. | Open Subtitles | اسمع، إن كنت تقبل الرشاوي فيمكنك أخذ المسدس الياباني الذي أحضرته |
| Siparişini verdiğiniz yemeğin yerine size getirdiğim bir kutu karışık kakayı beğendiniz mi? | Open Subtitles | أتستمتعون بالطعام الذي أحضرته فعلا بدلا من أن أعدكم بإحضار الطعام |
| Senin getirdiğin orduya katılacağız ve bana inan kolaylıkla konseyin ve şakşakçılarının üstesinden geleceğiz. | Open Subtitles | سننضم للجيش الذي أحضرته وبسهولة، صدقني، سنتغلب على المجلس ومتملقينه. |