| Tatlım, ihtiyacın olan bana karşı dürüst olmaya başlamak ve kendine de. | Open Subtitles | عزيزتي , الشيء الذي تحتاجينه هو ان تكوني صادقة معي ومع نفسك |
| İhtiyacın olan iyi adamın hala onda olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | ولهذا أنا أعرف بأن الرجل الجيد الذي تحتاجينه لازال موجوداً |
| İhtiyacın olan kişi Dadı McPhee. İhtiyacın olan kişi Dadı McPhee. | Open Subtitles | الشـخص الذي تحتاجينه هي ناني ماكفي الشـخص الذي تحتاجينه هي ناني ماكفي |
| neye ihtiyacın olduğuna karar verecek durumda olduğunu düşünmüyorum. Veya kimden isteyeceğine. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنك قادرة على معرفة ما الذي تحتاجينه |
| Annemin gitmesine izin ver, tamam mı? Ben sana yeterim. | Open Subtitles | دعي أمي تذهب فحسب، أنا أشكل كل الضمان الذي تحتاجينه |
| Alcide sana ihtiyacın olan tek şeyi vermediğinden sen de boşluğu doldurmak için V pisliğine dönüyorsun. | Open Subtitles | هذا لأن آلسيد لا يعطيك الشيء الوحيد الذي تحتاجينه حقا، وأنت تتوجهين إلى قرف الدم ذاك لتملئي الفراغ |
| Ameliyatlarını azaltıp ders yükünü hafifleterek ihtiyacın olan zamana sahip olmanı sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني تقليل وقتك في غرفة العمليات، وأخفض أعبائك التدريسية، لأتأكد من حصولك على الوقت الذي تحتاجينه. |
| Belkide bu, ihtiyacın olan uyandırma servisidir. | Open Subtitles | قد يكون جرس الإنذار الذي تحتاجينه حتّى تستيقظي. |
| Pekâlâ, evlenme teklifimin üzerinden tam olarak 3 gün geçti ve cevap vermek için ihtiyacın olan sürenin bu olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | حسنا,لقد مر 3 أيام بالضبط من الدقيقة التي طلبت فيها يدك وهو الوقت الذي تحتاجينه للتفكير قبل أن تردي علي |
| İnan bana, ihtiyacın olan tek tedavi bu. | Open Subtitles | أؤكّدُ لكِ أنّ هذا هو كلّ العلاج الذي تحتاجينه. |
| İhtiyacın olan tek seyahat acentesi, zamanda seyahat acentesi. | Open Subtitles | وكيل السفر الذي تحتاجينه هو كيل السفر عبر الزمن |
| Ben senin ihtiyacın olan adamın yakınından bile geçmiyorum. Hak ettiğin adamın. | Open Subtitles | إنّي حتّى لا أماثل من قريب الرجل الذي تحتاجينه وتستحقّينه. |
| İhtiyacın olan aletlere veya anlayışa sahip değilsin henüz. | Open Subtitles | ليس لديكِ الأدوات أو الفهم الذي تحتاجينه بعد. |
| Tamam, bak... ihtiyacın olan şey odaklanmak. | Open Subtitles | ... حسناً اسمعي الذي تحتاجينه الان هو التركيز |
| Bu çok yorucu bir aktivite çünkü senin neye ihtiyacın olacağını düşünmeliyim halbuki sen neye ihtiyacın olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | إنه نشاط مرهق لإن علي أن أتصور ما الذي تحتاجينه بينما أنت تعرفين ما الذي تحتاجينه |
| Tam olarak neye ihtiyacın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بالضبط الشيء الذي تحتاجينه |
| Tam olarak neye ihtiyacın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بالضبط الشيء الذي تحتاجينه |
| Bırak annem gitsin. Koz olarak sadece ben yeterim. | Open Subtitles | دعي أمي تذهب فحسب، أنا أشكل كل الضمان الذي تحتاجينه |
| İhtiyacın olan kişi Dadı McPhee. | Open Subtitles | الشـخص الذي تحتاجينه هي ناني ماكفي |
| - Tabii istediğin kadar izne ayrılabilirsin. | Open Subtitles | ليس انه بإمكانك اخذ جل الوقت الذي تحتاجينه.. بالطبع |
| Karar vermek için istediğiniz kadar düşünün. | Open Subtitles | خذي الوقت الذي تحتاجينه لتقرري |