|     Evde Bulduğumuz tüm kıllar golden retriever cinsi köpeğe aitti, bu da evde başka bir golden retriever köpek olmasını gerektirir.     | Open Subtitles |      كل شعر الحيوانات الذي وجدناه في مسرح الجريمة يتوافق مع مسترد ذهبي مما يقترح أن هناك مسترد ذهبي آخر في المنزل     | 
|     Parkta Bulduğumuz... mavi çocuğun nesi olduğuna dair iddiaya girmiştik.     | Open Subtitles |      تراهنا على ما خطب ذلك الفتى الأزرق الذي وجدناه بالمتنزه     | 
|     Ayrıca Bulduğumuz metal sembolde de bir kimlik tespiti yapamadık.     | Open Subtitles |      لا زلنا لمْ نتعرّف على ذلك الرمز المعدني الذي وجدناه.     | 
|     Nöronlar çok fazla enerji harcadığı için vücut büyüklüğü ile nöron sayısı arasında bir seçim olması gerektiğini bulduk.      | TED |      و الذي وجدناه هو أن بسبب تكلفة الخلايا العصبية المرتفعة، هناك تقايض بين حجم الجسم و عدد الخلايا العصبية.      | 
|     Olay yerinde kimin DNA'sını bulduk, peki?     | Open Subtitles |      حسناً ، لمن إذن الحامض النووي الذي وجدناه في مسرح الجريمة؟     | 
|     Mağara girişinde bulunan bir zavallıdan arta kalan son şey.     | Open Subtitles |      هذا ما تبقي من الرجل المسكين الذي وجدناه في الكهف     | 
|     Olay yerinde bulunan mendil üzerinde DNA araştırdık, ve sistemde aradık.     | Open Subtitles |      عالجنا الحمض النووي الذي وجدناه على شرشوبة القماش عند مسرح الجريمة، و بحثنا عنه في النظام     | 
|     Ama neyse ki kurbanın üzerinde Bulduğumuz tahta- tavşancığı özel bir tür tahta-tavşancığıymış.     | Open Subtitles |      في كل الشاطئ الشرقي لكن من حسن حظنا الأرنب الذي وجدناه على الضحية     | 
|     - Siyah elbise. - Adamın elinde Bulduğumuz kumaş gibi.     | Open Subtitles |      فستان أسود قصير إنه نفس القماش الذي وجدناه في يده     | 
|     Cesetlerin yanında Bulduğumuz silahtan çıkan kurşun kayıptı hatırlıyor musun?     | Open Subtitles |      أتتذكّر الرصاصة المفقودة من المُسدّس الذي وجدناه بالقرب من الجثث؟     | 
|     Küçükken evimizin arkasındaki çöpte Bulduğumuz oyuncak evi hatırlıyor musun?     | Open Subtitles |      أتذكرين بيت الدمى؟ الذي وجدناه خلف بيتنا، عندما كنا صغاراً؟     | 
|     Merdiven korkuluğunda Bulduğumuz kan tam buraya kadar devam eden biz iz oluşturmuştu.     | Open Subtitles |      .. والدم الذي وجدناه على السلم بدا فعليا وكأنه مسار جاء من هنا     | 
|     Silahla şalın yanında Bulduğumuz bu mendille kaçınılmaz bir bağı vardı.     | Open Subtitles |      التي شكلت وجود صلة لا مفر منه مع هذا المنديل الذي وجدناه جنبا إلى جنب مع المسدس الملفوف بالقماش المسروق     | 
|     Bulduğumuz çift hiç kullanılmamış.     | Open Subtitles |      الحذاء الذي وجدناه لم يتم ارتداؤه أو المساس به.     | 
|     Bulduğumuz tek yer Albuquerque New Mexico'daki bu küçük şirketti.     | Open Subtitles |      المكان الوحيد الذي وجدناه هو هذه الشركة الصغيرة في ألباكيركي، نيو مكسيكو     | 
|     Geçen gece kalbi çıkarılmış Bulduğumuz o zavallının aksine.     | Open Subtitles |      على خلاف الرجل المسكين الذي وجدناه البارحة وقلبه مخلوع للخارج     | 
|     İsme dair arama yapınca ölü bir adamın kitabını bulduk anca.     | Open Subtitles |      اذن نحن نبحث عن اسم لكن كل الذي وجدناه كتاب لشخص ميت     | 
|     - Numunede oje bulduk bu yüzden de oldukça mantıklı.     | Open Subtitles |      ذلك منطقي بناءاً على طلاء الأظافر الذي وجدناه في العينة للتو.     | 
|     Herkes bu herifin kamerasında var. Aynı soruşturmacıyı bugün ölü bulduk.     | Open Subtitles |      نفس المحقق الذي وجدناه ميتا اليوم     | 
|     - Peki, yolla ve son kurbanın cesedinde bulunan dişlerle karşılaştırsınlar.     | Open Subtitles |      حسنا,إجلبيها و لنجري المقارنة للسن الذي وجدناه في جسد أخر ضحية     | 
|     Locadan çıkan bir diğer şey de peçetenin üzerinde bulunan kurbanın kanı.     | Open Subtitles |      الأمر الآخر الذي وجدناه من منصتك هو منديل دماء الضحية عليه     |