| Belki de açtır. Allah biliyor ya ben açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | رُبما هو جائع ، يعلم الرب وحده أنني أتضور جوعاً |
| Allah bilir amaçları neydi. Belki de zamanımızı harcıyorlar. | Open Subtitles | الرب وحده يعلم ماذا أرادوا بخلاف إضاعة وقتنا |
| Orta Doğu'nun ortasında Allah'ın bile bilmediği bir yerdeyiz. | Open Subtitles | لقد كُنا في منتصف الشرق الأوسط. الرب وحده لا يعرف مكاننا. |
| Niye ölmesi gerekti? Bunu ancak Tanrı yanıtlayabilir. | Open Subtitles | لماذا ماتت الرب وحده هو الذى يستطيع الاجابه |
| Ebedi yaşamı ancak Tanrı bahşedebilir. Bu pagan suyu değil. | Open Subtitles | الرب وحده القادر على منح الحياة الأبديّة وليس تلك المياه الوثنيّة |
| Fakat bunu savaşın orasında yaptılar. Yani orada ne ile karşılaşacağımızı sadece tanrı bilir. | Open Subtitles | ولكنهم أدُّوا جيداً في وسط المعركة إذاً الرب وحده يعلم ما يمكننا إيجاده عندما نصل إلى هناك |
| Çünkü konuşursam üzerime neler yıkmaya kalkarsınız Allah bilir. | Open Subtitles | لأن الرب وحده يعلم أي تهم قد تحاولون تلفيقها لي حينئذ |
| Bu sefer ne deneyeceğini Allah bilir. | Open Subtitles | خرج كسياسي الرب وحده يعلم ماذا سيجرب هذه المرة |
| Orada neler olduğunu yalnız Allah biliyordur. | Open Subtitles | الرب وحده يعلم مالذي يحدث هناك |
| Yani, Allah bilir elinde daha neler var? | Open Subtitles | أعني, الرب وحده العالم بما لديه أيضاً |
| Allah bilir niye. Neyse, ağzına bir tane çaktım. Uçtu gitti. | Open Subtitles | الرب وحده يعلم لماذا, على كل حال, قمت بوخزه فطار... |
| Çünkü eğer Kathryn çalışmak zorunda kalsaydı, Allah bilir ne iş yapardı. | Open Subtitles | لأن لو (كاثرين) إضطرت للعمل , الرب وحده يعلم ما يمكنها فعله |
| Allah bilir, ne is çevirir! | Open Subtitles | الرب وحده يعلم ما الذي تخطط له |
| Ebedi yaşamı ancak Tanrı bahşedebilir. | Open Subtitles | الرب وحده القادر على منح الحياة الأبديّة وليس تلك المياه الوثنيّة |
| Bugün burada Tanrı'nın birleştirdiklerini ancak Tanrı ayırabilir. | Open Subtitles | الرب وحده يمكن أن يفصل ما تم جمعه هنا اليوم |
| ancak Tanrı bu renkleri yaratabilir. Beğeneceğini biliyordum. | Open Subtitles | ـ الرب وحده بوسعه خلق هذه الألوان ـ علمتُ إنّكِ ستحبينه |
| O zaman bizi ancak Tanrı kurtarabilir. | Open Subtitles | عندها الرب وحده يمكنه أن ينقذنا |
| sadece tanrı yaratabilir, yok edebilir. Dinin yok mu? Tanrı inancın yok mu? | Open Subtitles | فقط الرب وحده أن قادرخلق و الفناء ، هل تعرف دين ، هل تعرف الرب؟ |
| Evet ama içeride kaç tam olarak kaç tane çocuk olduğunu sadece tanrı biliyor. | Open Subtitles | أجل، لكن الرب وحده هو من يعلم عدد الأطفال الموجودين بالداخل |
| sadece tanrı beni anlar ve beni bir tek o sorgular. | Open Subtitles | فقط الرب وحده من يتفهمني وهو السلطه الوحيده التي اجيبها |
| Belki sadece İsa bu kadar ilgiyi üzerinde toplayabilmişti. | Open Subtitles | لربما الرب وحده يستطيع تحريره شخص مثل هذا بقدرته الكلّية |