| Jack CTU'yu karıştırsa adam kanıtı vermeyecekti. | Open Subtitles | الرجل الذي معه الدليل لم يكن سيعطي جاك الدليل إذا كانت وحدة مكافحة الإرهاب مشاركة في الأمر |
| Uyuşturucu ve silah satan bir adam tanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف الرجل الذي معه الأسلحة والمخدرات. |
| - Elinde laptopla, ne yapacağını bilemeyen adam kim? | Open Subtitles | من ذلك الرجل الذي معه دفتر ولا يستطيع أن يقرر ماذا سيفعل؟ مساعدها |
| Peki ya elinde kamera olan ve fotoğraf çeken adam? | Open Subtitles | ماذا عن الرجل الذي معه الكاميرا و يلتقط الصور؟ |
| Tek bildiğim onun yanında kadını olan bir adam olduğu ve senin ise koca kıçlı bir mankafa olduğun. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه الرجل الذي معه تلك الكهلة و أنت الأحمق الذي بيده الردف. |
| Kanalın kamyonunu camın arkasında görüyor ve birlikte olduğu adam farklı davranıyor gibiymiş. | Open Subtitles | وكان قد شاهد سيارة القناة ورأى الكاميرا خلف المرآة... الرجل الذي معه بدأ يتصرف بغرابة... |
| Kate'i tutan bu adam, Büro'dan. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي معه كيت هو من المكتب |
| Çocukla beraber olan adam ne söyledi? | Open Subtitles | ماذا أخبرك الرجل الذي معه ولد ؟ |
| Aradığım kişi,... ihtiyacım olan kanıtı elinde tutan adam... yanınızda oturmakta. | Open Subtitles | الرجل الذي معه الدليل الذي أريده يجلس بجوارك إنه مساعدك (سكوت إيفانز) |
| Michael in su anda birlikte oldugu adam Cooper Green degil | Open Subtitles | الرجل الذي معه (مايكل) الآن (ليس (كوبر غرين |
| - Silahlı adam, o aldı parayı. | Open Subtitles | - الرجل الذي معه مسدس ، لقد أخذ أموالك |
| - Silahlı adam, o aldı parayı. | Open Subtitles | - الرجل الذي معه مسدس ، لقد أخذ أموالك |