Adam yolculuk için para ödüyor, çocuk hiç miras alamıyor. | Open Subtitles | أنه يدفع كل شئ في الرحله ولا يترك شئ لابنه |
Burada bulunmamın nedeninin bu yolculuk olduğuna inanıyorum ama bunu tek başıma yapamam... | Open Subtitles | أعتقد أن هذه الرحله هى سبب وجودى هنا ولا آمل ان افعلها وحدى |
Ya sadece uçuş onu konuşturacak kadar korkutmazsa ne olur? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو أن الرحله وحدها لم تخيفه كفايه ليتحدث؟ |
Bu gezi dev bir sosisli içinde daireler çizmekten ibaret olsun istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أذهب لهذه الرحله كي أتجول في نقانق ضخمه |
Seyahat bitmiş olabilir ama Alvin civarda olduğu sürece başımız hep derde girecek. | Open Subtitles | الرحله قد تكون قد انتهت لكن طالما الفين موجود سنقع دائماً في المتاعب |
Şey,partonum yolculuğun parasını karşılıyorda, uh, şey %90 iş icabı. | Open Subtitles | ان مديري هو الذي يدفع ثمن تلك الرحله هذا من اجل اعماله |
Bu geziyi çocuklarım için kaydediyorum. İşte bakın bunlar. Jacob ve Scotty. | Open Subtitles | انا اقوم بتوثيق هذه الرحله انظري هنا، ما رأيك ؟ |
Bu yolculuk için mükemmel bir araba bu. | Open Subtitles | فى الحقيقه هذه هى السياره المثاليه لهذه الرحله |
Onu arayıp da "Pardon anne yolculuk iptal" diyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الأتصال بها وقول آسفه أمي الرحله الغيت |
Böyle bir yolculuk, insan hayatında bir kere olur cinsel açıdan, ufkumu genişletmemi sağlayacak. | Open Subtitles | هذه الرحله فرصة عمرى لتوسيع آفاقي الجنسية |
Bu sıralar pek dillendirilmiyor. yolculuk planları her dakika değişiyor. | Open Subtitles | مخطط الرحله هناك العالم يريد معرفتكم يا شباب |
Geri yaslanıp uçuş eğlencenizin keyfini çıkarın ki bu da dışarıyı izlemek oluyor. | Open Subtitles | استريح, استرخي و استمتع بوسائل الترفيه في الرحله و هي النظر إلى الفضاء |
New York John F. Kennedy Havaalanı'na gidecek 63 numaralı uçuş 37 numaralı çıkışta. | Open Subtitles | الرحله 63 الى نيويورك.. مطار ج ف كيندى على بوابه 37 |
Değerli basın mensupları... uçuş saatiyle 2614'te, | Open Subtitles | السيدات والساده من الصحافه فى وقت 2614 من توقيت الرحله |
Evet. O geziyi hatırlıyorum. O gezi hakkında 12 defa yazdın. | Open Subtitles | نعم , أنا أتذكر هذه الرحله أنت كتبت عنها حوالى 12 مره |
Asla uçağa binmeyen bir Seyahat acentası gibiyim. | Open Subtitles | ..اشعر انني وكيلة السفريات التي لاتكون أبدا في الرحله |
O halde, sadece arkanıza yaslanın ve yolculuğun tadını çakarın. Çünkü bu şimdilik çok eğlenceli olmayacak, ama sizi oraya zamanında ulaştıracağız. | Open Subtitles | والا لن تكون الرحله مثيره كثيرا والان نحن سنوصلك فى الموعد |
Bu geziyi ne hatırlanabilir yapar biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمون ما الذي سيجعل هذه الرحله لا تُنسى ؟ |
Demek, hala Box Hill'e yapacağın akılsız geziden vaz geçmedin? | Open Subtitles | اذا هل لازلتي متعلقه بتلك الرحله الى بوكس هيل |
Önce, New York seyahati, şimdi de bu. İnanabiliyor musun? | Open Subtitles | أولاً، الرحله إلى نيويورك، والأن هذا أيمكنكَ تصديق هذا ؟ |
Zavallı insancıklar, bu korkunç yolculuktan sonra... | Open Subtitles | أيها الناس المساكين بعد هذه الرحله الفظيعه |
Kevin, buna göre kampüs turu yarın öğlen 12:30'da. | Open Subtitles | حسنا,كييف ,تقول هنا ان الرحله الجامعيه في تمام 12: 30 بعد ظهر الغد |
Bir tane daha var. Yarın Chicago'ya varıyoruz... ve ben bu yolculuğa bazı işler yapmak için katıldım. | Open Subtitles | سنصل الى شيكاجو باكر , وقد اتيت الى هذه الرحله لانجز بعض الاعمال |
Bu yolculuğu batıracağını bilmeliydim. | Open Subtitles | ما كان علي ان استمع لافكارك التي جعلت الرحله فوصي |
Bu yolculukta onlar için bol bol dua ettin mi? | Open Subtitles | هل كنتي تصلين كثيراً في هذه الرحله من اجل صديقاتك |
LAX burası Zulu 121 ... | Open Subtitles | الى برج لوس انجليس هنا الرحله 121 حالة طارئه |
Annenle Bali'de buluşacaktım ama uçuşu iptal ettiler. | Open Subtitles | لقد كنت ذاهباً لمقابلة أمك فى بالى ولكن تم إلغاء الرحله |