| Şehirde bir numara olmamın eskisi kadar önemli olmadığını anlamış olmaya başlamama rağmen. | Open Subtitles | أن تكون الرقم واحد في المدينة ليس مهماً كما كنت أظن |
| Tahmin ettiğiniz gibi, listemdeki bir numara biraz özeldi. | Open Subtitles | كما تتخيّلون، الرقم واحد على قائمتي كان خاصاً نوعاً ما |
| Çünkü beni bir numara yapacak hareketlerim var. | Open Subtitles | 'لان لدي الحركات التي ستجعلني الرقم واحد. |
| Dünyadaki bir numaralı şirkettir. Ama 50'liler dönemiydi. | Open Subtitles | كانت الرقم واحد في العالم لكنه كان بالخمسينات |
| Hiçbir şey beni, bir numaralı saç bandını ele geçirme hedefimden vazgeçiremeyecek. | Open Subtitles | لا شيء سيوقف مهمتي للحصول على ربطة الرقم واحد |
| Ben bir numarayım. Kendi silom var. | Open Subtitles | أنا الرقم واحد ولدي مكاني الخاص البعيد عنهم |
| Sadece İki Numaralı saç bandının, bir numara'nın gücüne sahip olmak isteyen her adamın kalbine zerkettiği sayısız vahşete sahip olacaksın. | Open Subtitles | فقط العنف القاتل يحرض الرقم إثنين في قلب كل رجل يرغب في قوة الرقم واحد |
| Dualarımız parke döşeli yollar gibi, bizi bir numara'nın kapısına ulaştırdı. | Open Subtitles | صلاوتنا مثل حجارة معبدة قادتنا إلى باب الرقم واحد |
| Aslında bu silahı bir numara'ya karşı uygulamak niyetindeydim. | Open Subtitles | نويت أصلاً أن أطبق هذا السلاح ضد الرقم واحد |
| Bu araç Amerika'nın bir numara olduğu zamanlar lükstü. | Open Subtitles | هذه السيّارة وسيلة سفر فاخرة تعود إلى القرون البسيطة عندما كانت أميريكا الرقم واحد في عالم السيّارات |
| Sen kendi işini yaptın, şimdi ben kendiminkini yapıyorum. bir numara, ucu açık işleri sevmez. | Open Subtitles | لقد قمت بواجبك، والاَن أقوم أنا بواجبي الرقم واحد لا يحب التراخي |
| Şu bir numara olayı için olan, ikimizin arasındaki kahramanlık savaşını diyorum. | Open Subtitles | -على مرتبة الرقم واحد -حسناً، أفترض أنك تحب أن تُدعى "صاح " |
| TK zorluk çekerse çocuğun bir numara olabilecek yeteneği var. | Open Subtitles | و إذا تي.كي صارع، اعتقد الصبي لديه الموهبة الكافية ليتطور إلى الرقم واحد |
| Melinda St. Claire'in Ben'in döngüsünde bir numara olmasından rahatsız değilim, dedin. | Open Subtitles | أعلم أنكِ قلتِ أنه لا يزعجكِ أن مليندا سانت كلير هي الرقم واحد في دورة بين |
| 98 Degrees konserine ondan önce girmek için kızı merdivenlerden itmeseydim bir numara olurdu. | Open Subtitles | كان ليكون الرقم واحد إذا لك أكن قد دفعت تلك الفتاة على السلالم لأدخل إلى حفلة 98 درجة حرارية قبلها. |
| Hemen ambülans çağırın. bir numara vuruldu. | Open Subtitles | اريد اسعاف رجاءً الرقم واحد اطلق عليه النار |
| 17 yaşında, Çin mafyası için öldürmeye başladı ve son üç yılda uzakdoğunun bir numaralı tetikçisi olmayı başardı- oran 1'e 10. | Open Subtitles | وكبرت وكانت الرقم واحد في الضرب في الأسواقِ الشرقية في الثلاث سنوات الماضية صنفت من 10 إلى 1 |
| On yedisinde Triad için öldürüyordu ve son üç yılda Doğu'nun bir numaralı tetikçisi olmayı başardı. | Open Subtitles | وكبرت وكانت الرقم واحد في الضرب في الأسواقِ الشرقية في الثلاث سنوات الماضية |
| İnterpol'ün en çok arananlar listesinde bir numarasın. | Open Subtitles | و إنّك الرقم واحد على قائمة الشرطة الدولية لأكثر مطلوبين. |
| Biz bir numarayız. Tüm diğerleri iki ya da daha aşağı numara. | Open Subtitles | إننا الرقم واحد والآخرون هم الرقم اثنين أو أقل |
| Birinciyiz! | Open Subtitles | إننا الرقم واحد! |