Sence bu kum çukuru ve yağmurda durmak ister miyim? | Open Subtitles | أتحسبني أريد أن أشقّ طريقي بصعوبة من تلكَ الحفرة الرمليّة أثناء هطول الأمطار؟ |
Bunun için çok da heyecanlıyım. Ancak yardım edebilmem için annemin kum saatine ulaşmam gerekiyor. | Open Subtitles | وهذا أمر يسرّني، لكن لكيّ أساعدكم، أحتاج للوصول إلى ساعة أمي الرمليّة |
kum saatini çevirdiğim andan itibaren kilitlenmesi için ayarladım. | Open Subtitles | حضّرت لإسكانك جسد آخر حين قلبت الساعة الرمليّة. |
kum tepelerinde açık hedeftik resmen. Hepimiz ter içinde kalmış, küfür edip duruyorduk artık. | Open Subtitles | كأهداف واضحة على الكثبان الرمليّة وجميعنا نتعرّق ونشتم |
Karavan en kötüsünü atlattı, fakat Büyük kum Tepeciklerini aştığımızda yoktu. | Open Subtitles | صمدت القافلة في أشدّ مراحلها ولكنْ... حين بلغنا الكثبان الرمليّة العظيمة، كانت قد ضاعت |
Bir kaç on yıl önce terk edilen Kolmanskop'un küçük maden kasabası şimdiden kum altında kalmıştır. | Open Subtitles | لقد اجتاحت الكثبان الرمليّة بالفعل بلدة التعدين الصغيرة (كولمنزكب) التي هُجرت قبل عقود قليلة. |
Kaleb bu kum saatini Esther'inkine bağlayacak. | Open Subtitles | (كايلب) سيصل هذه الساعة الرمليّة بنظيرتها لدى (إيستر). |