| İnsanlar AB hakkında yalnızca maaş ve rüşvet haberleri okumak istiyorlar. | Open Subtitles | الناس تحب ان تقرأ عن الرواتب والرشاوى عندما يتعلق الامر بالاتحاد |
| Sahte bir isim uydurup ona maaş bağlıyorsunuz sonra da gidip çeki bozduruyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، اختلقت اسماً مزيفاً، سجلته في بيان الرواتب ومن ثم، صرفت الصكات بنفسك |
| Eğer cinsiyetler arası ücret açığını kapamak istiyorsak, belki de maaş saydamlığından başlamalıyız. | TED | إذا كنا نرغبُ حقًا في انهاء الفجوة في الأجور بين الجنسين، ربما يجبُ علينا البدء في الكشف عن جدول الرواتب. |
| Düşük maaşları, Fransız askerleri için ciddi bir problemdi... | Open Subtitles | مع تدنى الرواتب , أصبحت الحياه بالنسبه للجنود الفرنسيين لا تطاق |
| Maaşlar öğleyin alınacakmış. | Open Subtitles | حسنا , الرواتب محددة الموعد لكييتمنقلهافيفترة الظهيرة. |
| Bir sonraki ödeme döneminde günlük nakit akışımızın arkasında kalacağız. | Open Subtitles | إنهم مستحيل ان تتصيّد من خلفهم جدولنا الرواتب سيكون خلفنا |
| En yeni şirketi olan SumAll'ı açtığında, maaş saydamlığı politikasını benimsedi. | TED | لذلك، عندما بدأ شركته الجديدة "SumAll"، التزم بشفافية الرواتب من البداية |
| Diğerleri sadece maaş bandrosu ile çalıştılar. | TED | بينما كان الآخرون يعملون من أجل الرواتب. |
| Bu büyük maaş kesintilerini kabul etmeye hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنتم على إستعداد تام بتخفيض هذه الرواتب الضخمة؟ |
| Bu büyük maaş kesintilerine hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنتم على إستعداد تام بتخفيض هذه الرواتب الضخمة؟ |
| Kim bilir bunu yapana iş vermeliyiz. maaş bordrosuna ekleyelim. | Open Subtitles | يجب أن نعطيه عملا معنا ونضعه على قائمة الرواتب |
| şirket onlara isdihtam sağlasınlar diye maaş veriyor. | Open Subtitles | الشركة تعطيهم توظيف للذي يستلمون الرواتب. |
| O bir geri zekalı. Şirket onun gibi ölü yatırımlara maaş vermemeli! | Open Subtitles | انه معتوه , الشركة لا يمكن أن تتحمل أن يكون لها وزن ميت مثله على الرواتب |
| maaş ödeme günü bir annenin sevebileceği bir yüz. | Open Subtitles | انه وجه يمكن فقط لأم ان تحبه في يوم الرواتب |
| Ben ve adamlarım maaşları erken almak için geldik. | Open Subtitles | أنا ورجالي هنا لنقوم بحمل الرواتب مبكرا. |
| maaşları, Papazlar Meclisi ile Okul Komitesi belirliyor. | Open Subtitles | مجلس الكنيسه ولجنة المدرسه تحدد الرواتب. |
| Maaşlar teslim alındı ve ödendi. | Open Subtitles | كلا، كلا، كلا، إنّ الرواتب وصلت ولقد دُفِعَت |
| Maaşlar kesattı, herkes işini birden kaybetmeye başladı Wall Street'in trilyonları vardı ve herkes onlarla dalga geçiyordu. | Open Subtitles | كانت الرواتب راكدة, والوظائف تختفي, وال ستريت حصل على تريليونات الدولارات, وكان الجميع يضحك عليهم. |
| Standart kurallara göre ödeme yapısını revize etmemizi teklif ediyorum. | Open Subtitles | أود اقتراح تعديل في نظام الرواتب وفق التعليمات التالية : |
| Bir işe başlarsın, sonra bordro hazırlamak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | تبدأ في العمل، وبعدها يصبح واجب عليك اعداد كشف الرواتب |
| Çoğu okul bölgesi bunun üçte ikisini maaşa ve sabit giderlere harcar. | TED | معظم مناطق المدارس تصرف ثلثي ذلك على الرواتب والنفقات العامة |
| Senin maaşını alıp ona versek daha iyi olur belki. | Open Subtitles | ربما علينا أن نحذف اسمك من جدول الرواتب ونضع اسمها |
| İşçi ücret bordrosu, emlak vergisi toplayıcılar için henüz açıklanmayan paralar... | Open Subtitles | قائمة الرواتب للموظفين ،ضريبة الملكية، الأموال غير المعلنة للقاطفين. |
| Ve neredeyse hiçbir şeyi, hiçbir maaşı ödeyemiyorduk. | TED | ويمكننا بالكاد دفع الرواتب و أي شيء في الاقتصاد. |
| Aslında, gelecek ayın taksiti ekibine söz verdiğin maaşlara gidiyor. | Open Subtitles | في الواقع ، دفعة أقساط الشهر القادم ستذهب الي الرواتب التي وعدت بها موظفيك |
| İskandinav sendikalar, dayanışma adına, ücret basamağının en üstünde kalifiye çalışanların en yüksek maaşlarını tutuyor. | TED | وفي الحدّ الأعلى لِسلّم الإجور، بِاسم التضامن، تقوم النقابات الإسكندنافية بضبط الرواتب المرتفعة للعمّال المَهرة. |
| Tabii. Öyleyse Yüksek maaşlı İşler Bürosuna gidiver. | Open Subtitles | بالطبـع ، إذهب إلى مكتب الأعمـال ذوات الرواتب الكبيرة وحسب |