| - Ben Bowers'a Oksikodon yazdı ve Ben Bowers aşırı doz Oksikodon'dan öldü. | Open Subtitles | لقد كتب وصفة الكيسكودوني لبن وبن توفى بسبب الجرعة الزائدة من هذا الكيسكودوني. |
| - Henüz erken; fakat aşırı doz kokain vakaları genelde ölümcül olmaz. | Open Subtitles | حسنٌ، لايمكننا معرفة ذلك الآن ولكنّ حالات الجرع الزائدة ليست بتلك الخطورة |
| Birkaç hafta sonra gazetede bir sürü aşırı doz haberi okudum... | Open Subtitles | وبعد بضعة أسابيع، أقرأ بالجريدة حول سلسلة من جرعات المخدرات الزائدة |
| apandisit olduğunuzu farzedin ve bir cerraha yönlendirildiniz, apendektomi üzerine 400 hedef atışı yapan bir cerraha. | TED | افترض ان لديك التهاب الزائدة الدودية وتم تحويلك الى جراح الذي ضرب 400 في الزائدة الدودية. |
| Atmosferde çok Fazla Ekstra enerji var, çok Fazla Ekstra su buharı var. | TED | هناك الكثيرمن الطاقة الزائدة في الغلاف الجوي. وهناك الكثير من بخار الماء الزائد. |
| Bu aşırı doz kas gevşetici kullananlarda görülen klasik bir belirtidir. | Open Subtitles | كما تعلم ، هذه احد العلامات المعروفه للجرعة الزائدة لمرخي العضلات |
| Bu bizim aşırı doz tatbikatımız oldu çünkü o zaman tek yapabileceğimiz buydu. | TED | لقد أصبح هذا تدريبنا على الجرعة الزائدة لأنه في ذلك الوقت، كان كل ما يمكننا القيام به. |
| (Gülüşmeler) İnsanlar aşırı bilgi çağında yaşadığımızı söylüyor, değil mi? | TED | الناس يقولون أننا نعيش في عصر مليء بالمعلومات الزائدة. |
| Sadece 2014'de, 28.000 kişi reçeteli ilaçlar ve eroinlerle bağlantılı aşırı dozdan öldü. | TED | خلال عام 2014 فقط، توفي 28,000 شخص بسبب جرعات المخدرات الزائدة المصاحبة لوصفات الدواء الطبية والهيروين. |
| Küresel su kaynakları mısır tarlalarından gelen aşırı amonyum nitrat yüzünden kirleniyor. | TED | مصادر المياه العالمية ملوثة بنترات الأمونيوم الزائدة من حقول الذرة. |
| Tellerle ilgili bir problemimiz var. aşırı bir yüklenme dert açabilir. | Open Subtitles | لدينا مشكلة في شبكة الأسلاك بسبب الأحمال الزائدة |
| aşırı yüklenmeyi karşılayabiliyoruz. | Open Subtitles | إننا نتحدث الآن والأحمال الزائدة على ما يرام |
| Sonra iç acısıyla aşırı dozda hap içer. | Open Subtitles | ولشدة خوفها, او ندمها, انتحرت بالجرعة الزائدة |
| Eski ortağı defalarca aşırı sinirlilik ve gerçekten kopukluk ihbarı yapmıştı. | Open Subtitles | عن ميله للعصبية الزائدة.. وعن فبركته للحقيقة. |
| Aynı acil dönemi içinde iki kez apandisit atladım. | TED | مرتين في دوام الطواري, فاتني التهاب الزائدة الدودية. |
| Böylece hastanın Fazla miktarda hidroflorik asit soluduğunu öğrendik ve... | Open Subtitles | لذا ظننا ان المريض استنشق الكمية الزائدة من حمض الهيدروفلوريك |
| Orada Apandist olduysa apandisti patlar ve ölür, bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | إن كان التهاباً في الزائدة فسوف تتمزّق الزائدة، ومن ثم ستموت ولن يكون بإمكاننا فعل شيء |
| Kalbinin üzerinde fazladan yük olmadan nasıl atacağını öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | يحتاج قلبها لأن يتعلم كيف ينبض بدون تلك الحمولة الزائدة |
| apandis, bir zamanlar atalarımızın bağırsak sistemlerinin bitkileri sindirmek için kullandığı bir parçası olabilir. | TED | الزائدة الدودية، من ناحية أخرى، لربما كانت مرةً جزءًا من الجهاز المعوي الذي استخدمه أسلافنا في هضم المواد النباتية. |
| Tüm bu Ekstra ısı enerjisi, atmosferi ve tüm dünya sistemlerini ısıtıyor. | TED | وكل هذه الطاقة الحرارية الزائدة تُسخن الغلاف الجوي ونظام كوكب الأرض بأسره. |
| Buradaki bu kaslı fazlalık sadece keşif yolumu kapatmaya yarar. | Open Subtitles | هذه العضلات الزائدة هنا ستُعيق طريقي في الإكتشاف. |
| gereksiz giysilerimizi çıkarırsak mahkemenin saygınlığını bozmayız diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن كرامة المحكمة سوف تعانى إذا قمنا بخلع بعض الملابس الخارجية الزائدة |
| Bana apandisti verin! Bu adamı kapayalım ve ben gidiyorum! | Open Subtitles | أعطني تلك الزائدة الدودية سوف اقفل بطن هذا الرجل ومن ثم سأخرج |
| Burada yazana göre sadece bir gaz da olabilir Apandisin patlamış da olabilir. | Open Subtitles | حسنٌ، مكتوب هنا قد يكون التهاب الزائدة الدودية، أو قد يكون مجرد غازات. |
| İnsanlara verildiğinde nalokson -- Narcan'ın bir bileşendir, opioid dozaşımlarını tersine çevirir ve hayat kurtarır. | TED | عندما يعطى دواء النالوكسون للأشخاص، إنه عنصر من دواء الناركان، الذي يبطل الجرعات الزائدة من المواد الأفيونية لإنقاذ حياة الأشخاص. |