| Birazdan sıra deprem sigortası yıldırım sigortası ve dolu sigortasına gelir... | Open Subtitles | أننى أحتاج لتأمين ضد الزلازل,تأمين ضد البرق و تأمين ضد البرد |
| Anladım. Bir çeşit deprem ya da volkan bu çatlakları açtı. | Open Subtitles | فهمتها ، نوعاً ما من الزلازل والبركاين أحدث تلك الشقوق ؟ |
| Güneş'te, Dünya'daki doğal felaketlere benzer tek olay Depremler değildir. | Open Subtitles | الزلازل ليست هي الكوارث الطبيعية الوحيدة التي تحدث على الشمس |
| Örneğin, Depremler insanları öldürmüyor; ama binaların çökmesi öldürüyor. | TED | على سبيل المثال، أن الزلازل لا تقتل الناس، ولكن انهيار المباني هو الذي قام بذلك |
| İnşaatımız sismik faya o kadar yakın ki, ön gerilmeli beton kullanmak zorundayız. | Open Subtitles | نحن نبني بالقرب من حزام الزلازل, علينا ان نستخدم خرسانه معينه عاليه الجهد. |
| Bir şey gördüm. depremleri önceden gördüm. Olanların tam ortasında duruyordum. | Open Subtitles | إنتابتي رؤية ، لقد رأيت الزلازل كنت واقفاً في منتصفها تماماً |
| deprem olunca atmosfere karışır ve soluduğunda seni hasta eder. | Open Subtitles | بعد حدوث الزلازل ينطلق في الهواء يتنفسه المرء يصاب ببرد |
| deprem, sel ya da erozyon gibi. | Open Subtitles | مثل الزلازل أو الفيضانات المحلية أو شرائح طين. |
| Elektrik kesintisi, deprem, hiçbir şey geçici uykunuzu etkilemeyecek. | Open Subtitles | انقطاع الكهرباء , الزلازل أي شيء لن يؤثر في سنتكم الشتوية |
| Bir durgunluk, iki deprem ve onca asıldığım halde eşcinsel çıkan bir sağlık müfettişine karşın ayaktayız. | Open Subtitles | لقد صمدنا خلال الكساد ومن الزلازل ومن مفتش الصحة الذي، على الرغم مِنْ العديد مِنْ تقدّمِي , ظَهرَ شاذّاً. |
| Bina, deprem ve rüzgar için talep edilen limitlerde. Ve testler oldukça ikna edici gözüküyor. | Open Subtitles | المبنى ضمن كل الحدود المطلوبة ضد الزلازل والرياح |
| deprem yaşamak isteyeceğim bir yer değil. | Open Subtitles | ليست هذه الأماكن معتادة على الزلازل الأرضية |
| Bir de Depremler var, yaklaşık her beş senede bir bu alanın tamamını silen yanardağ patlamaları var. | TED | ومن ثم هناك الزلازل ، والثورات البركانية ، ثم بناء على أمر من واحدة كل خمس سنوات وهي تقضي تماماً على المنطقة خارجاً. |
| Kulağa fazla gelmeyebilir ancak desibeller logaritmik ölçeklidir, tıpkı Depremler için Richter ölçeği gibi. | TED | قد لا يبدو هذا كبيرًا، لكن يتم تحديد الديسيبل بمقياس لوغاريتمي، أشبه بمقياس ريختر لقياس حدّة الزلازل. |
| Bu savaşlar, kıtlıklar, su baskınları ve Depremler çok belirli gereksinimleri karşılarlar. | Open Subtitles | هذه الحروب, المجاعات, الفيضانات و الزلازل ترضي إحتياجات واضحة المعالم |
| Ülkemizde ani Depremler yaratabilecek silahlar. | Open Subtitles | انه محرك الزلازل فى اعماق الارض القد ر كان عندنا سبب للإعتقاد |
| Belki de en acıklılarından biri petrol ve benzin aramak için kullanılan sismik dalgalar. | TED | ربما أحد أكثر الأصوات تأثيرًا ناجم عن مسح الزلازل للتنقيب عن النفط والغاز. |
| Yeryüzündeki açlıkları, tsunamileri, depremleri, savaşların korkunç sonuçlarını gördüğümüzde; hangimiz içinde şefkati hissetmez? | TED | فمن هذا الذي لايتاثر بالتراحم والذي لا يستطيع ان يرى هول الحروب او المجاعات او الزلازل او التسونامي |
| Dünya genelindeki telefon ağıyla birlikte bilim insanları büyük ihtimalle insanları gelen depremlere karşı uyaracak güçlü ve detaylı bir uyarı sistemi yapabilir. | TED | مع وجود شبكة من الهواتف في جميع أنحاء العالم، يمكن للعلماء استخدام نظام غني، ومفصّل ينبّه الناس إلى الزلازل القادمة. |
| Bunu cevaplamak için depremlerin oluşumunun altında yatan bazı teorileri anlamamız gerekiyor. | TED | للإجابة على هذا، نحن بحاجة لفهم بعض النظريات حول كيفية حدوث الزلازل. |
| depremden, kasıragadan veya volkanik patlamalardan farklı olarak asteroid etkileri tam olarak tahmin edilebilir ve engellenebilir. | TED | على عكس الزلازل والأعاصير أو الانفجارات البركانية، يمكن توقع تأثير الكويكب على وجه الدقة ويمكن ردعه. |
| Evet, önümüzdeki hafta depremlerden ve volkanlardan bahsedeceğiz. | Open Subtitles | حسناً , الأسبوع المقبل سوف نتحدث ... الزلازل والبراكين |
| Aşağıdaki yöntem ise duvarların birleştiği, binanın simetrik yapılandırıldığı ve depreme dayanıklı olan "yığma yapı" yöntemi. | TED | الطريقة السفلى هي طريقة البناء الإحتوائي، حيث الحوائط مترابطة جيداً و البناء متماثل و سوف يصمد أمام الزلازل. |
| yatağın altında saklanan canavarlar olmadığını, ve her depremin binaları yıkmadığını öğreniriz. | TED | ونكتشف لأنه لا توجد عفاريت أسفل مضاجعنا ولا تهدم جميع الزلازل المباني |
| Ya da depremlerde can vermiş olabilrler. | Open Subtitles | أو يكونوا قد ماتوا بالفعل من توابع الزلازل |
| Sismologlar bugünkü sarsıntının daha önce aktif olduğu sanılmayan yeni bir hatalı.. | Open Subtitles | يقول علماء الزلازل أن زلزال اليوم قد يكون ضرّ بالنظام الجديد |
| Buralar, çok eski topraklar ve 2.000 yıldır depremlerle katliamlardan başka bir şey görmedik. | Open Subtitles | هذه أرض قديمة جدا لم يكن لدينا أي شيء لكن الزلازل والمذابح لـ 2,000 سنة |
| Bu bağrışmalar ve yer sarsıntıları varken nasıl uyuyabileceğimi sanıyorsunuz. | Open Subtitles | كيف يفترض بي النوم ، في هذا الصراخ و هذه الزلازل ؟ |