Asla seninle evlenmek istemedim. Asla o pis yeri yönetmek istemedim. | Open Subtitles | لمْ أرد الزواج بك قطّ ولمْ أرد حكم ذلك المكان القذر |
Bu, seninle evlenmek için son çabalamam olacak. | Open Subtitles | حسناً ، هذا سيكون نتاج المرات السابقة وأنا أحاول الزواج بك |
Evet, öylesin sevgilim, ama henüz seninle evlenmek istemiyorum. | Open Subtitles | أجل، أنتَ حبيبي. لكن لا أستطيع الزواج بك الآن.. |
Seninle evlenmeyi kabul etmesinin tek nedeni; | Open Subtitles | السبب الوحيد لموافقتها على الزواج بك هو أنّني أعطيتها |
seninle evlenemem. Her şeyi sonra açıklarım, özür dilerim. | Open Subtitles | لا يمكنني الزواج بك سأشرح كل شيء لاحقاً. |
George, bir kıza evlenme teklif ettiğinde nişan yüzüğünü vermek zorundasın. | Open Subtitles | عند الطلب من فتاة الزواج بك يجب أن يكون لديك خاتم خطوبة |
seninle evlenmek isteyip istemediğini imalı bir şekilde sordum. | Open Subtitles | لقد سألتها كشيء من الدعابة إن كانت لا تمانع من الزواج بك |
Düşünüyordum ki,seninle evlenmek hayatımın en büyük hatasıydı. | Open Subtitles | كنت أفكر أن أكبر غلطة في حياتي هي موفقتي على الزواج بك |
seninle evlenmek istediğimi mi söylememi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدينى أن أقول أننى أريد الزواج بك ؟ |
Hayatım da çok müthiş şeyler yaptım-- ...Snake River Kanyonuna helikopterden atlamak gibi-- ...ama hiçbir şey seninle evlenmek kadar harika olamaz. | Open Subtitles | فعلت أمور رائعة جداً بحياتي قفزت من الطوافات و ركبت الأمواج.. لكن لا شيء يضاهي روعة الزواج بك |
Bak seni seviyorum ve bir gün seninle evlenmek istiyorum ve her şeye açığım ama her şey çok hızlı gelişiyor ve anlayamıyorum. | Open Subtitles | وأريد الزواج بك في أحد الأيام وأنا حقا متفتحة لكل شئ ولكن هذا الأمر حدث سريعا |
Bir adamla yattın, çünkü seninle evlenmek istiyor. | Open Subtitles | إذاً أنت تنامين مع رجل لأنه يريد الزواج بك |
Hayır, bana dedi ki, seni mayoyla görürsem hemen seninle evlenmek isteyeceğimi anlayacakmışım. | Open Subtitles | كلا ، لقد اخبرني برؤيتك بزيّ السباحة ولكي تتفهمين ينبغي عليّ الزواج بك سريعًا |
Hayal edebiliyorum. Çünkü seninle evlenmek istiyordu ama sen zaten evliydin. | Open Subtitles | أتخيل هذا بما أنه أراد الزواج بك وكنت متزوجة بالفعل |
Eğer bu gece seninle evlenmek, Vietnam'a gitmeni engelleyecekse, buna değer. | Open Subtitles | اذا الزواج بك يحفظك من الذهاب الى فتنام |
seninle evlenmek için babandan izin almaya geldim. | Open Subtitles | لقد اتيت لكي اطلب من والديك الزواج بك |
seninle evlenmek isteyecek biri gibi değil. | Open Subtitles | أنها ليست كأي شخص يريد الزواج بك |
Seninle evlenmeyi kabul etmesinin tek nedeni; | Open Subtitles | السبب الوحيد لموافقتها على الزواج بك هو أنّني أعطيتها |
Tanrı'nın varlığı ne kadar inkâr edilemezse, benim de, Seninle evlenmeyi her şeyden çok arzulamam öyle. | Open Subtitles | كما هي حقيقة وجود الرب فأنا أرغب في الزواج بك ولا أحد سواك |
Üzgünüm, Don Diego ama seninle evlenemem. | Open Subtitles | أنني آسفة دون دييغو لكنني لا استطيع الزواج بك |
Ama bir daha ki sefere, evlenme teklifi etme sırası sende. | Open Subtitles | لكن المرة المقبلة، سيكون دورك لتطلب منّي الزواج بك. |
Onun peşine düştün. Onu kaçırdın. Seninle evlenmeye zorladın. | Open Subtitles | لا، لقد طاردتها، وخطفتها، وأرغمتها على الزواج بك |