| altıgen koridordaki odaya doğru yukarı çekiliyor. | Open Subtitles | في الصالون فكانت كأنها تُسحب للخلف صوب مدخل الغرفة السداسية |
| Tıpkı babasının çalıştığı yerin üstü olan altıgen koridorda olduğu gibi annesinin çalıştığı yerin üstü olan yatak odasına da... | Open Subtitles | يدور في مستوى أعلى منها صوب غرفة النوم التي تقع مباشرة فوق مكان عملها بالضبط مثلما يقع الرواق ذو الأرضية السداسية |
| altılı paket tutacaklarını kesmelisin, yoksa balıklar takılıyor. | Open Subtitles | يجب تمزيق حمّالة العلب السداسية وإلا تعلق فيها الأسماك. |
| Eğer bir altılı paket halkası bir balık tutabiliyorsa, bir milyon halkanın, bir milyon balık tutabileceğini keşfettim. | Open Subtitles | طالما تصيد الحاملة السداسية سمكة واحدة، فمليون حاملة معاً ستصيد مليون سمكة. |
| Bombamızı Tet'e götürecek. | Open Subtitles | لكي تتمكن من حمل سلاحنا النووية الى المحطة السداسية |
| - Aaron, bana altıgen set lazım. - Bu pazarlanamaz. | Open Subtitles | أرون) ناولني العدة السداسية) هذا غير معرف |
| Polen tanecikleri ve radyolarya ve karbon moleküllerini incelemek, altıgenler ve beşgenler kullanarak en verimli yapı çözümüne ulaşmamızı sağladı. | TED | وبدراسة حبوب اللقاح والرديولاريا .. وجزئيات الكربون ساعدتنا على تخيل البنية الانشائية الافضل والاكثر فاعلية باستخدام الهياكل السداسية والثمانية |
| Her biri 10.000 adet altıgen mercekten oluşmuştur. | Open Subtitles | كل واحدة تتكون من أكثر من 10000 من العدسات السداسية. |
| Dünyada, bir altıgen somun tasarımını beğenebilecek tek bir kadın geliyor aklıma. | Open Subtitles | الآن ، هناك فقط إمرأة وحيدة على وجه البسيطة أعتقد أنها تستحق أن تذهب من أجلها لإعداد هذه القطعة السداسية |
| 4001 yılını, ve onun mutlak hatırlamayı mümkün kılmasını beklerken yeni yılda, uzun altıgen kutularından çıkaracağımız kehanetler bize şunu vaat edebilir;... | Open Subtitles | كما ننتظر سنة 4001 و إستدعائها الكامل هذه هي إيحاءات السنة الجديدة التي نأخذها من ما تقدمه لنا صناديقهم السداسية الطويلة |
| - Sordum işte. Bana altıgen set lazım. | Open Subtitles | أريد العدة السداسية |
| altıgen saldırı düzenine geçtiler! | Open Subtitles | تشكيلة الهجوم السداسية |
| Şimdi, Amerika'yı gururlandırmak için paraşütçü donanmacılar uçaklarından inecek ve Suds'a altılı Paketistan kralı tacını giydirecek! | Open Subtitles | والآن لنكرم أمريكا مظليي سلاح البحرية سيقفزون من الطائرات ويتوجون سدز ماك دف ملك الحُزمة السداسية |
| Görüldüğü yerleri izleyen teorik çıkış bölgesini tahmin eden altılı algoritma yazdım. | Open Subtitles | لقد كتبت الخوارزمية السداسية وتعقب كل ما هو مرأي، وأستقرأ نظرياً كل ما له مخرج. |
| İHA'yı Tet'e dönmesi için programla. | Open Subtitles | برمج الطائرة الآلية للعودة إلى المحطة السداسية |
| Tet'i inşa ettik. Merkez kontrol. | Open Subtitles | "لقد بنينا "المحطة السداسية المقر الرئيسي الذي يتحكم في مهماتنا |
| Üç boyutlularda, bu altıgenler bir silikon ve dört oksijen atomlarından— meydana gelen, birbirine kenetli piramitlerden oluşurlar. | TED | بالأبعاد الثلاثية، هذه الأشكال السداسية تتألف من العديد من الأهرامات المتداخلة المكونة من ذرة سيليكون وأربع ذرات أكسجين. |
| Bu altıgenler yerin altına kadar inen sütunların tepe yüzeyleridir. | Open Subtitles | هذا الأشكال السداسية ... هي أسطح منبسطة لأعمدة تمتد لأسفل ... |