| Alınmayın ama, Teğmen ışık yılı mesafeyi ölçer, zamanı değil. | Open Subtitles | ليس كافياً أيها الملازم السنوات الضوئية تقيس المسافة وليس الوقت |
| Bu tespit etmeye çalıştığımız ışık milyonlar ya da milyarlarca ışık yılı öteden geliyor ve genellikle çok soluk oluyor. | TED | وهذا الضوء الذي نحاول اكتشافه ينبثق من ملايين أو مليارات السنوات الضوئية البعيدة، وهي لهذا باهتة للغاية عمومًا. |
| Dinle, bence hiç dert etme Carl. Ergenliğin çok ışık yılı uzakta olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | إستمع، أنا لا أقلق من سن البلوغ هل السنوات الضوئية بعيدة |
| Daniel'ın dediğine göre, binlerce ışık yılı öteden, yaklaşan Goa'uld gemilerini tespit edebiliyor. | Open Subtitles | ووفقا لدانيال ، فيمكنه أن يلتقط إقتراب سفن الجواؤلد على بعد آلاف السنوات الضوئية |
| Kahvaltıdan milyonlarca ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | عدة ملايين من السنوات الضوئية بعيداً عن مكان إفطارك |
| Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | أين نحن بحق الجحيم؟ علي بُعد عدة بلايين من السنوات الضوئية عنالوطن. نحن متواجدين علي السفينة, |
| Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | علي بُعد عدة بلايين من السنوات الضوئية عنالوطن. |
| Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | علي بُعد عدة بلايين من السنوات الضوئية .عن الوطن |
| Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | علي بُعد عدة بلايين من السنوات الضوئية عن الوطن. |
| Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | علي بُعد عدة بلايين من السنوات الضوئية عنالوطن. |
| Bu devasa patlamalar, yüzlerce ışık yılı mesafe boyunca, toz ve gazdan oluşan enkaz alanları bıraktılar; | Open Subtitles | تترك هذه الإنفجارات الهائلة مخلّفات من الغاز والغبار يبلغ قطرها آلاف السنوات الضوئية |
| Teleskop sayesinde milyarlarca ışık yılı uzaktaki dünyaların farkına varıp onları anlayabildik. | Open Subtitles | مع مساعدة التلسكوب، يمكننا تصور و فهم عوالم تبعد المليارات من السنوات الضوئية. |
| Dünya gibi yaşanabilir bir gezegenin yüzlerce ışık yılı uzakta bir yerde var olabileceği çıkarımı yapılabilir. | Open Subtitles | واقترح أيضا أن كوكب صالح للسكن، مثل الأرض، يجب أن توجد سوى بضع مئات من السنوات الضوئية بعيدا. |
| Bu görüntüdeki her bir nokta uzaktaki bir galaksi, milyarlarca ışık yılı uzakta, merkezlerinde etrafa materyalleri ışık hızında saçan devasa bir kara delik ile. | TED | كل واحدة من النقاط في هذه الصورة هي مجرة بعيدة عنا. ملايين المليارات من السنوات الضوئية بعيداً ولديها ثقب أسود عملاق في المركز ترسل موادًا في الفضاء بسرعة الضوء تقريباً. |
| Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta. | Open Subtitles | -علي بُعد عدة بلايين من السنوات الضوئية عن الوطن. |
| Alanlar yüzlerce, binlerce ışık yılı uzunluğunda. | Open Subtitles | مجالات بعرض مئات آلاف السنوات الضوئية |
| Çok uzaklarda, birçok ışık yılı ötedeler. | Open Subtitles | بعيداً جداً, بمسافات السنوات الضوئية |
| Tony'nin zırhının içinde ışık yılı uzakta olsa bile sadece bizim takip edebileceğimiz mikro ses çıkaran sinyal vericileri var. | Open Subtitles | لدى درع (توني) ترددات داخلية مبنية فيه لتعقبه موجات دقيقة التي فقط نحن نستطيع تعقبها حتى عبر السنوات الضوئية |