| İsviçre'ye gidip Bay Pembroke'u geri getirmeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريدك أن تذهب إلى سويسرا وتعيد السيد بيمبروك إلينا |
| Benim, Bay Pembroke'la Morris'inki gibi bir ilişkim yok. | Open Subtitles | ليست لدي العلاقة الوطيدة مع السيد بيمبروك مثل موريس |
| Bay Pembroke'un büyük bir finans şirketinin CEO'su olduğunu biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | أن السيد بيمبروك هو مدير مؤسسة مالية كبرى |
| Bay Pembroke'a ziyaretçisi olduğunu ve kendisiyle acil bir meseleyi görüşmem gerektiğini iletirseniz... çok makbule geçecek. | Open Subtitles | لإبلاغ السيد بيمبروك أنه لديه زائر مع معلومات عاجلة له شخصيا سأكون ممتنا |
| Bay Pembroke'u New York'a geri götürmeyi mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | خطتك: بأن تأخذ السيد بيمبروك معك إلى نيويورك؟ |
| Birazdan Bay Pembroke'u New York'a götüreceğim. | Open Subtitles | في الواقع، كنت على وشك الذهاب إلى نيويورك مع السيد بيمبروك |
| Bay Pembroke birkaç güne kadaryola çıkamaz. | Open Subtitles | السيد بيمبروك لن يكون بمقدوره أن يسافر ليوم أو يومين |
| Bay Pembroke'la beraber dönmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | وأنوي أن أكون أنا و السيد بيمبروك فيها |
| Bu tamamen Bay Pembroke'un tasarrufunda. | Open Subtitles | هذا طبعا هو قرار السيد بيمبروك |
| Gizli tıbbi kayıtları çaldı diş hekimlerimizden birine saldırdı ve Bay Pembroke'u tehdit etti. | Open Subtitles | ...لقد سرق السجلات الطبية السرية و هاجم عضوا من طاقم أطباء الأسنان وهدد السيد بيمبروك... |
| Pekala. En iyisi Bay Pembroke'un fikrini alalım. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن نستشير السيد بيمبروك |
| Bay Pembroke şanslı. | Open Subtitles | السيد بيمبروك محظوظ |