| Pekala, en başta küçük kasaba amigo kızları önünde küfür etmemek. | Open Subtitles | حسنا ربما هو أنا لا نستخدم الشتائم أمام المشجعات الصغيرات |
| Ne zaman söylesem küfür kavanozuna 1 dolar koyduruyorsun. | Open Subtitles | كل مرة أقولها تجعلنى أضع دولار فى برطمان الشتائم |
| Alay ediyor ve özgün bir espri düşünemiyor sadece küfür ediyor, ki aslında çoğu zaman öyle. | Open Subtitles | انه دائما يسخر وعندما لايقدر على اضحاك الناس يقوم بخلق تلك الشتائم و النكت التافهه |
| hakaretler bunu kısa ve keskin bir yolla yaparlar. | TED | وتقوم الشتائم بهذا بطريقة مختصرة وذكية. |
| Birbirlerine hakaret edip taşlar fırlatıyorlar, adeta güç gösterisi yapıyorlardı. | TED | تبادل الاثنان الشتائم وألقيا الحجارة على بعضهما البعض في استعراضِِ دراماتيكيِِِ للقوة. |
| Babamın küfür etmesi senin de edebileceğin anlamına gelmez! Babam yetişkin! | Open Subtitles | فقط لأن أبي يطلق الشتائم لا يعني أنك تستطيع, فأبي رجل بالغ. |
| Radyoda çalınmaz. Çok fazla küfür var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الشتائم بالنسبة لأغنية نريد اذاعتها على الراديو |
| - Burada yaşamak bok gibi. - Az evvel küfür etme demedim mi ben sana? | Open Subtitles | المعيشة هنا مثل القرف ماذا قلت لك عن الشتائم للتو؟ |
| küfür etmeden iki cümle mantıklı şey konuşamıyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تحظى بحوارّ عاقل بدون قذّف الشتائم. |
| Çocuklar küfür kelimeleri duymak ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدون سماع بعض الشتائم ياجماعة؟ |
| küfür olayını da halledeceksin, değil mi? | Open Subtitles | وانت ستقومين بحل مشكلة الشتائم |
| Annem ve babam küfür edilmesinden hoşlanmaz Simon. | Open Subtitles | أبي و أمي لا يحبذون الشتائم, سايمون |
| Pekâlâ, küfür ediyor, sen de etmelisin. | Open Subtitles | حسنا هى تحب الشتائم افعل ذلك ايضا |
| Sonra hakaretler edildi ve içinizden biri isim vermiyorum işletmemizi polise şikayet etti. | Open Subtitles | ثم تتداول الشتائم وواحد منكم دون ذكر أسماء استدعى الشرطة في مؤسستنا |
| Oh, hakaretler bile kulağa hoş geliyor o aksanda. | Open Subtitles | أوه، حتى الشتائم الصوت جيدة في ذلك لهجة. |
| O Blair. İşe yarayacağını düşünmeseydi hakaret ederek nefesini harcamazdı. | Open Subtitles | هذه بلير , لن تضيع أنفاسها وهي تكيل الشتائم |
| İtham aşamasını geçtik bence. | Open Subtitles | أعتقد أننا تخطينا مرحلة الشتائم |
| Ayrıca İrlandalı'dır. Yine ilginçtir ki küfürden hoşlanıyorsanız genellikle programında: | Open Subtitles | وهو أيضا الايرلندي، والتي مرة أخرى، بغرابة، نقطة زائد، وإذا أردت الشتائم. |
| Küfürler ve havada uçan ayakkabılar tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أنا اتخيل الشتائم وواحدة ترمي الحذاء |
| Senin gibi küfreden birini çocuklarımın etrafında istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك بجوار أطفالي.. مع هذه الشتائم والألفاظ اللعينة! |
| Kendime geldiğimde yakası açılmadık küfürleri yağmur gibi saydırdığımın farkına varmıştım. | Open Subtitles | بت واعياً بأن سيل جارف من الجرم، وكافة أنواع الشتائم تخرج من فمي أثناء صراخي |
| Otuz yıl hapiste aşağılanmalara hakaretlere tolerans gösterdim. | Open Subtitles | ثلاثين عاماً حكمت بالسجن مع نبذ للرحمة الشتائم وإذلال |