| O çocuğu kötülük içinde büyütmek için, çocuğun annesini kaçırdı. | Open Subtitles | لقد اختطَفَت طفل الأم على أمل، تربيتِهِ على الشرّ |
| Ayrıca, yardım edebilseydim bile, güçlerim büyük ihtimalle işe yaramazdı çünkü onu inciten şey kötülük değildi. | Open Subtitles | إضافةً، حتى لو أمكنني مساعدتها فلن تعمل قدراتي معها لأنها لم تتأذّى من قِبَل أي صراع مع الشرّ |
| Süpürgenin bilinen gücü, kötülüğü yolundan süpürmektir. | Open Subtitles | إنَّ هدف المكنسة التقليدي هو أن تكنسي الشرّ من طريقكِ |
| Yine de arada bir Kötü olmak iyi bir şey, değil mi? | Open Subtitles | مازال التحوّل إلى الشرّ أمر جيّد بين الحين والآخر، أليس كذلك؟ |
| Çünkü Şeytan sadece vücudu ele geçirmez, onun içinde de saklanabilir. | Open Subtitles | حتى لا يحتوي بالجسم وحسب, غير أنّ الشرّ قد يترصّد بداخله. |
| şeytani güçlerle savaşacak vaktim olacak yine de, tamam mı? | Open Subtitles | سيكون لديّ الوقت لأقاتل قوات الشرّ ، حسنا ً ؟ |
| Kim düşünür ki şeytanın onun içinde bir hizmetçi bulduğunu? | Open Subtitles | ولكن من كان ليعتقد أن الشرّ قد وجد الخادم فيها |
| Mondoshawan'ların elinde bu kötülüğe karşı bir silah var. | Open Subtitles | الموندوشاوان لديهم بإمتلاك هذا السلاح لهزيمة الشرّ |
| Görünüşe göre, Koruyucular kötülük yaymak için ölümlü katillere yardım ediyor. | Open Subtitles | على مايبدو، أنَّ " الحُرَّاس " يساعدون البشر المُجرمين لينشروا الشرّ |
| Tüm olumsuzlukları inkâr ediyor. Ölüm, kaza, acı, kötülük. | Open Subtitles | انه في حالة إنكار لكل الاشياء السيئة الموت، العجز، المشقّة، الشرّ |
| Ahlak bozulduğunda iyi adamlar bir şey yapmaz ise kötülük neşvünema bulur. | Open Subtitles | حين تنهار الأخلاق ويقف الصالحون مكتوفين الأيدي، يزدهر الشرّ. |
| İyilik Tanrı'dan gelmiyor, kötülük de mayamızda var. | Open Subtitles | فالطيبة لا تأتي من الخالق كما لم يُولد الشرّ في طبيعتنا. |
| kötülüğü süpürmek için buna nasıl erişeceğimizi öğrenme zamanımız geldi. | Open Subtitles | حسناً، حان الوقت فلقد تعلّمنا بأن ندخل عن طريق كنس الشرّ |
| İyi ya da Kötü insan olmayı hissetmek için. | Open Subtitles | فكل ما عليكِ إدراكه كبشرية هو الخير و الشرّ. |
| Kendin söyledin, kabullenmem gereken günah, dünyaya getirdiğim Şeytan... | Open Subtitles | بكلماتك ذاتها، الخطيئة التي يجب أن أقبلها، ..الشرّ الذيجلبتهإلىالعالم. |
| Şans getirmesi için şeytani ruhlar ve hayaletlere sunulan sembolik bir şeydir. | Open Subtitles | هو عرض رمزي إلى الشرّ الأرواح والأشباح. للحظّ السعيد. |
| - Ama şimdi şeytanın onu yeniden ele geçirmesinden korkuyorum. | Open Subtitles | لكنّني أخشى الآن أنّ الشرّ قد تمكّن منه مرّة أخرى |
| Mondoshawan'ların elinde bu kötülüğe karşı bir silah var. | Open Subtitles | الموندوشاوان لديهم بإمتلاك هذا السلاح لهزيمة الشرّ |
| Elmalar ve defne yaprakları Kötülüğün yolunu kapatır. | Open Subtitles | إنَّ التفاح، و ورق الغار يمنعان طريق الشرّ |
| Tekrar dengeyi kuracak kadar güçlü ve dünyayı kötülüklerden korumak için savaştılar. | Open Subtitles | لها القدرة الكافية للإستعادة التوازن و حماية العالم في الحرب ضد الشرّ |
| Aksi halde bizi yok edecek olan kötülükle savaşmak için elimizden geleni yaparız. | Open Subtitles | نحن نعمل ما نحن يمكن أن لمحاربة الشرّ الذي يحطّمنا ما عدا ذلك. |
| Bence yine iyiyle kötüyü birbirine karıştırıyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تخلطُ بين الشرّ واللباقةِ مجدّداً |
| Tüm kötülükler gittikten sonra Pandora'nın kutusunda ne kalmış biliyor musun? | Open Subtitles | تَعْرفُ الذي تُرِكتَ في صندوقِ باندورا عندما الشرّ هَربَ؟ |
| Bana ipuçları vererek her şerde bir hayır olduğunu gösterebilirsin mesela. Ben bu elemanla kapıştım. Şu kadarını söylüyorum bundan büyük şer olamaz. | Open Subtitles | ربّما تبوح لي بمعنى الشرّ الأعظم، لأنّي قاتلت هذا الرجل، وما من شيء أشرّ منه |
| Kötüler genellikle bundan daha sinsi olurlar. | Open Subtitles | الشرّ عادة أكثرُ ماكر مِنْ ذلك. |
| Yine de onun karanlığa olan eğilimi sınır tanımıyor. | Open Subtitles | بإستثناء إنّه يعجّ بقوى الشرّ الحالكة. |