| Tuhaf olan, normalde bana ne yapacağımı söylemesi beni deli ediyor. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو عندما يقول لي ما يجب القيام به في الحياة هذا يدفعني للجنون. |
| Tuhaf olan şu ki seni neden izlemeye başladığım konusunda hiçbir fikrim yok artık. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو انه ليس لدي أي فكرة عن سبب بدأي بمشاهدتك |
| Tuhaf olan şuydu ki Steve Jobs, Bill'in hiç bağırmadığı tek kişiydi. | Open Subtitles | ...الشيء الغريب هو ان ستيف جوبز هو الوحيد الذي لن يصرخ عليه بيل ابدا. بل لقد كان العكس |
| Ama işin garibi, öykülerim çok iyi değildir aslında. | Open Subtitles | حسناً,نعم الشيء الغريب هو أن قصص الخيال القصيرة ليست أفضل ما لديّ |
| Evet, ama işin garibi, sanki hepsi onun varlığından haberdardı. Nasıl yani? | Open Subtitles | نعم ولكن الشيء الغريب هو أنه يبدو وكأنهم يعرفون بأنه موجود |
| Garip olan şey şu ki biz son zamanlarda bir hayli ilerleme kaydetmiştik. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو أننا كنّا نحرز تقدماً كبيراً مؤخراً |
| - Ama, baba, Garip olan şey, bütün aramaların ilişkilerini araştırmaya çalıştığım zaman dönüp dolaşıp aynı adama geldim. | Open Subtitles | لكن يا أبي الشيء الغريب هو حينما حاولت الاتصال بأصحاب الاتصالات المهتمّة كلّ ظهرت تابعةً لنفس الرّجل |
| Garip olan şu ki, kuş, ölü de olsa, sadece yaralı da olsa köpek ağzına aldığı an, kuş hareketi keser. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو سواء كان الطائر ميتًا أو مجروحًا فقط عندما يأخذه الكلب في فمه، يتظاهر الطائر أنه ميت |
| Garip olan şu ki Manning 1997'nin başından beri bu sitelerin müdavimiymiş. | Open Subtitles | على أية حال، الشيء الغريب هو إتضح أن (مانينج) كان متواجد بشكل منتظم على هذين الموقعين منذ أوائل 1997 |
| Tuhaf olan yanı, ben ondan daha çok üzülmüştüm. | Open Subtitles | رجاء الشيء الغريب هو انني كنت مستاء |
| Evet ama işin garibi, Dr. Booth orada olduğunuzu hatırlamıyor. | Open Subtitles | نعم ،انظري الشيء الغريب هو ان الدكتور بوث لا يوجد لديه ذاكرة من وجودكي هناك |
| Garip olan şey, o haklı. | Open Subtitles | الشيء الغريب هو, أنه كان محقاً |
| Şimdi, Garip olan şey şu ki, Google yalan söylüyor. çünkü "tasarım ve duygu" yazdigimda, bana "''ve' yazmana gerek yok diyor. Biz, zaten hallediyoruz." diyor. Öylese, tamam. Bu durumda ben "tasarım duygu" yazıyorum | TED | بينما الشيء الغريب هو أكاذيب جوجل لأني إذا قمت بكتابة "التصميم والعاطفة" فإنه يقول : "لست في حاجة إلى' و '. نحن نفعل ذلك على أي حال. " حسنا لذا فإنني أكتب "تصميم العاطفة" |