| Bu sabah bizi bir gün ileriye taşımıştım. O yüzden ödeştik sayılır. | Open Subtitles | حسنًا، أعتَقد أننا حصلنا على يوم هذا الصبَاح لذا أعتَقد بأننا مُتعادليِن. |
| Bu sabah yaptığı şeylerle ilgili, insanlardan telefonlar ve mailler alıyorum. | Open Subtitles | تلقيّت مُكالمَات و رسائِل بريد من أُناس مُعجبون حقًا بما فعلته هذا الصبَاح. |
| - Bu sabah birisi bankayı soydu. | Open Subtitles | شَخص ما سرق البَنك هذا الصبَاح. |
| Yarın sabah ilk iş. | Open Subtitles | أول شيء في الصبَاح. |
| İlk olarak, sabah buraya geldiğimizde, bize etrafı gezdireceği halde Dr. Sanders ortada yoktu. | Open Subtitles | من ناحيَة أن الطبيبَة (ساندرس) في عداد المفقودين في الصبَاح كان من المُفترض بها أن تأخُذنا إلى جولة ميدانيّة. |
| Evet, bu sabah çıktım. | Open Subtitles | أجل، أجل. هذا الصبَاح. |
| Bu sabah. | Open Subtitles | هذا الصبَاح. |