| Kurban ulaşabileceği yerde her ne varsa alıp kanamayı durdurmaya çalışmış olmalı. | Open Subtitles | مَسكتْ الضحيّةُ من المحتمل مهما كَانَ ضمن وصولِه، ومُجرّب إلى وفيِ النزف. |
| Polis amiri, beş yaşındaki Kurban Danielle Huxton'ın olay sırasında evinin önünde oynadığını söyledi. | Open Subtitles | رئيس الشرطة راديماكر قالتْ الضحيّةُ دانيل هوكستون، كَانَ يَلْعبُ قُرْب بيتِها. |
| Kampüs polisi, Kurban Charlene Roth'u bu çöp torbasında bulmuş. | Open Subtitles | شرطة حرم جامعي وَجدتْ الضحيّةُ شارلين روث في هذه حقيبةِ النفاياتِ. |
| Bu bir hastalık. Ben buradaki gerçek kurbanım. | Open Subtitles | انه مرض أَنا الضحيّةُ الحقيقيةُ هنا. |
| Bu resimdeki kız, benim odamdaki Kurban. | Open Subtitles | البنت في هذه الصورةِ الضحيّةُ مِنْ غرفتِي. |
| Polis işine yakışır şekilde hareket etti, Kurban ise sorumsuzca davrandı, ...ve bunların hepsi talihsiz bir kazadan ibaretti. | Open Subtitles | تَصرّفتْ الشرطةُ على نحو جدير بالإعجاب، تَصرّفتْ الضحيّةُ بشكل متهوّر، وهذا كَانَ كُلّ فقط حادث مؤسف. |
| Her olayda Kurban ihtirasının kurbanı olmuş. | Open Subtitles | ln كُلّ حالة تَمُوتُ الضحيّةُ في مرحلة تنفيذ العاطفةِ. |
| Biri çok fena üçkağıda gelmiş. Kurban, hırsızlığa bakayım derken kendini öldürtmüş. | Open Subtitles | تَتجوّلُ الضحيّةُ إلى a سرقة، يَحْصلُ على نفسه قَتلَ. |
| Yani Kurban yine ben miyim? | Open Subtitles | لذا أَنا الضحيّةُ ثانيةً؟ |