Her akşam ofisimin kapısını kapıyordum ama kafamın içindeki kapı tamamen açık kalıyordu ve kapıdan içeri stres geliyordu. | TED | أغلق باب مكتبي كل ليلة، ولكن يظل الباب الذي في دماغي مفتوحًا على مصراعيه ثم يغمره طوفان الضغط العصبي. |
stres ve aklını vermeme gibi şeyler gücünü azaltıyor. | TED | وأشياء مثل الضغط العصبي وشرود الذهن تقلل من قوته. |
stres altındayken daha kötü oluyor. Daha az daha güçlükle aklımızı verebiliyoruz. | TED | ويكون الوضع أسوء تحت الضغط العصبي. حيث يتشتت الذهن بشكل أقوى، وبصورة أكثر تكرارََا |
Muhtemelen stres yüzünden. | Open Subtitles | الضغط العصبي ربما استعمل المرهم الذي استعملته اخر مرة |
Bir kaç cümleyle bu kadar stres yaratabilmen inanılmaz, Prue. | Open Subtitles | إنَّ إيجازكِ في وصف الضغط العصبي بكلمات قليلة لأمر رائع، برو |
Uzun QT sendromu için stres testi uygulayın. | Open Subtitles | هذا يعني الكثير من الضجر قوموا بعمل اختبار الضغط العصبي لتأكيد التشخيص |
stres 10,000 çeşit hastalığa neden oluyor, haberin var mı? | Open Subtitles | ألا تعرف أن الضغط العصبي يسبب 10،00 مرض. |
Kronik kalp rahatsızlığınız olduğundan stres baş düşmanınız. | Open Subtitles | أنت تعاني من مرض مزمن بالقلب, لذلك الضغط العصبي خطر عليك. |
stres öldürür. Hem o meyve yarasasıydı. | Open Subtitles | خفاش فاكهة قتل بسبب الضغط العصبي سيدي |
Diğer araştırmalarımızda şunu görmek istedik, tamam, iyi -iyi değil aslında stresin beyne bunu yapması kötü haber- ama eğer stres dış etmenler yoluyla dikkat üzerinde bu kadar etkiliyse dış etmenler olmadan biz kendi dikkatimizi bozarsak? | TED | في دراسة أخرى، أردنا معرفة، حسنََا، رائع، لا، ليس رائعًا، حيث كان تأثير الضغط العصبي سيىء على الدماغ، لكن لو بالفعل كان تأثير الضغط العصبي التوتر على الاِنتباه باستخدام عوامل تشتيت خارجية، فماذا لو لم نحتاج إلى التشتيت الخارجي ماذا لو أننا نشتت أنفسنا؟ |
Bilmiyorum. stres, belki. | Open Subtitles | لا أعرف ربما الضغط العصبي |
Bu çok büyük bir stres. | Open Subtitles | هذا كثير من الضغط العصبي |