| Onu temize çıkarmanın tek yolu ise, teslim olmam. | Open Subtitles | والآن الطريقة الوحيده لتَبْرِئته أَنْ أخذ أنا مكانه. | 
| Herkesi bir araya getirmenin tek yolu yetenek yarışmasını kazanmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده للحصول على الجميع مره اخرى هي الفوز في عرض المواهب | 
| Bariyerleri parçalamanın tek yolu, bütün herşeyi açıkta bırakmaktır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لتحطيم الحواجز أن تحدث جميع الأشياء على المكشوف | 
| Ve biliyorum, yanlış yöne doğru bir adım gibi hissedebilirsin, ama istediğini almak için seçeceğin tek yol bu. | Open Subtitles | واعرف ان الامر يبدو مثل السباحه في الاتجاه المعاكس ولكن حقا هذه هي الطريقة الوحيده لتحصلي على ماتريدين | 
| Yüce İsa. Bu lanet olası adadan kurtulmamızın tek yolu birilerinin daha büyük bir tekne ile gelmesi, anlıyor musun? | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لننجو من تلك الجزيرة الدمويّه | 
| Dedi ki, bu işin tek yolu senin sadakâtinden emin olmamızmış. | Open Subtitles | لقد قال أنها الطريقة الوحيده التي تجعلنا نتأكد من ولاؤك | 
| Öğrenmenin tek yolu Atari'nin merkezine gitmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لمعرفة ذلك هي بالذهاب إلى مقر الرئيسي | 
| Gerçek bir sosyopat olup olmadığını bilmenin tek yolu klinik değerlendirmesi yapmak, ve çocuk konuşmuyor. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لمعرفت اذا هو مريض نفسي أن يعمل فحوصات سريرية شاملة والولد لايتكلم | 
| Davranmanın tek yolu, eğer güzelse onunla sevişmektir, eğer basit biriyse, bi başkasıyla. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده للتعامل مع المرأة هي ممارسة الحب معها إذا كانت جميلة ومع أخرى إذا كانت عادية بعد إذنكم | 
| Asansörde kalmanızı önlemenin tek yolu her katta durmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لمنعه من العلق هي بالتوقف في جميع الادوار | 
| Birinin söylediği kişi olup olmadığını anlamanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيده لمعرفه إن كان هذا الشخص يقول اسمه الحقيقي | 
| Sana olanları geri çevirmenin tek yolu bir başka tüpü içine çekmen. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لعكس ما يحدث لكي هي أن تستنشقي قارورة أخرى . | 
| Geçmişi değiştirmenin tek yolu bugünü değiştirmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لتغيير الماضي هي بتغيير الحاضر | 
| Lizzie ve Natasha'yı birlikte tutmanın tek yolu, | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيده لإحتفاظ ليزي بناتاشا | 
| Sana öğretebilmemin tek yolu bu. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيده التي يمكني تعليمك بها | 
| Bu olaydan sağ çıkabilmemizin tek yolu bu. | Open Subtitles | هذه تبدو الطريقة الوحيده للخروج منها احياء | 
| Bu, tuzlu su. Tuzlu suyun bu kadar içeri geçebilmesinin tek yolu toprağa alttan sızmasıdır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده التي يصل فيها الماء المالح إلى ذلك الحد، لو دخل إلى التربة من أسفل | 
| Bunu yapabileceğim tek yol biliyorum. | Open Subtitles | هذه الطريقة الوحيده التي اعرفها وأنا أعلم كيف | 
| Beni durdurabileceği tek yol üzerime oturması o yağlı koca kıçıyla! | Open Subtitles | الطريقة الوحيده الذي تعرفه .. هو أن تجلس فوقي بتلك الخلفيه ! الملكيه الكبيره | 
| Zaman dilimine bakarsak tek yöntem bu. | Open Subtitles | هي الطريقة الوحيده بالنظر للزمن الذي لدينا | 
| Biliyorum sizler benim hakkımda konşup duruyorsunuz ve çenenizi kapatmanın tek yolunun temize çıkmak olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكن تتحدثن عني و أعتقد أن الطريقة الوحيده لإغلاق أفواهكم هي الإعتراف | 
| Bunu yapmanın en iyi yolu da, MK ultra dosyalarını gizli sunucudan silmektir. | Open Subtitles | و الطريقة الوحيده لفعل ذلك هي بإتلاف ملفات الام كي من خادم السحابه |