Çok iyi bir jimnastikçisin ve ölürsen çok yazık olur. | Open Subtitles | أنتِ لاعبة جمباز جيّدة جداً وسيكون من العار أن تموتي |
Haberin olsun. Öyle çürüyüp gitmesi çok yazık olur. | Open Subtitles | وأنا أقول لك أنه من العار أن يذهب هباءاً هكذا |
Bu kadar yolu ölmek için gelmen utanç verici. | Open Subtitles | من العار أن تصل إلى هذا الحد بعيداً عن موطنك لتموت |
Kendi türüne savaş açarak bu hayatını boşa harcaman yazık olurdu. | Open Subtitles | سيكون من العار أن تضيعي كل هذا بإعلانك الحرب على نوعك |
Ah, o bizim şeref konuğumuz, bir tabak çorbada boğulsaydı, çok ayıp olurdu. | Open Subtitles | أوه، سيكون من العار أن يكون ضيفنا الشرف يغرق في طبق من الحساء |
Güzel gözlerin var. Birini oyup çıkarmak çok yazık olacak. | Open Subtitles | لديكِ أعين جميلة من العار أن أقتلع أحدهم |
"Onu Tanrıya bırakmak bir utanç olurdu. | Open Subtitles | لقد كان من العار أن يقترف ذلك تحت اسم الله |
Takip bilekliğim davanı mahvederse çok yazık olur. | Open Subtitles | وسيكون من العار أن يقضي سوار تتبُعي على قضيتِك |
Plakalara çıkartma falan yapıştırmakla meşgulken mezun olamazsan yazık olur valla. | Open Subtitles | أعني ، سيكون من العار أن لا تـتخرجي لأنهُ كانَ عليكِ أن تـعـملـي كعاهـرهـ |
Bu kadar yaklaşıp da bitiremezsen, gerçekten yazık olur. | Open Subtitles | من العار أن تصلي إلى هذا الحدّ و لا تنهيه. |
Bence çocuklarınızın neye benzediğini görmeden ayrılırsan çok yazık olur. | Open Subtitles | أظن أنه سيكون من العار أن تنفصلا قبل أن تستطيعا رؤية شكل أبنائكما. |
- İdare eder ama bir kasabın harika kollarını bir müzik aleti üzerinde heba etmesi yazık olur. | Open Subtitles | كان لا بأس به , ولكن سيكون من العار أن تضيعي مثل أذرع الجزار هذه على آلة موسيقية |
Orada toz tutmasınlar, yazık olur. | Open Subtitles | يبدو من العار أن ندعهم يتغبرون في الأسفل |
Limuzin yerine otobüsle gelmeniz utanç verici. | Open Subtitles | حسناً، من العار أن تكونا في تلك الحافلة بدلاً من الليمو |
Köpeğimizi bile internetten almamız ne kadar utanç verici. | Open Subtitles | من العار أن نقصد الأمم المتحدة لشراء كلب |
- Bu sadece senin mahkemelerinin desteklemeyeceği utanç verici bir hayal. | Open Subtitles | من العار أن تلك الرؤية ! . لاتثبت في قاعة المحكمة |
Bak, bu güzel ellerin parçalanması yazık olurdu. | Open Subtitles | من العار أن تتحطم هذه الأيدي الصغيرة الجميلة |
İşemem gerekiyor ve boşa giderse yazık olurdu. | Open Subtitles | أحتاج إلى شخ ويبدو من العار أن تضيع عليه. |
Bu kadar yolu gelip ateş etmemek yazık olurdu. | Open Subtitles | كان من العار أن تأتين إلى هنا كل هذا الطريق دون ان تحاولي أغتيالي |
Çünkü SAS komandosunun bir çocuk kaçırma olayın karışması büyük bir ayıp. | Open Subtitles | لأنّه من العار أن رجل من الخدمة الجوية الخاصة متورط بإختطاف طفلة. |
Bunca parayı akbabalara bırakacak olmamız çok yazık, sizce de öyle değil mi? | Open Subtitles | لمن العار أن يُتركَ كُل هذا المال على الأرضِ لتأكله الصقور، أليس كذلك؟ |
Seni öldürmek yazık olacak. Senden iyi bir saray soytarısı olurdu. | Open Subtitles | من العار أن أقتلك يا لها من نكتة جميلة قلتها |
Evde seni bekleyen güzel bir şey varken gidip öldürülmek fena bir utanç olurdu. | Open Subtitles | من العار أن يتم قتلك بينما ينتظرك هذا الشيء الجميل في المنزل. |