| Ancak Dünya'nın geri kalanı tehlikeyden öylece bekleyemezdim. | Open Subtitles | ولكن أنا لا يمكن أن يقف مكتوف الأيدي بينما كانت بقية دول العالم في خطر. |
| Dünya tehlikedeydi, öylece durup hiçbir şey yapmasamıydım? | Open Subtitles | كان العالم في خطر. هل لديك لي الوقوف إلى جانب والقيام بأي شيء؟ |
| Ama Dünya tehlike altında ve hayatta kalmak için birlikte çalışmalıyız. | Open Subtitles | لكن العالم في خطر و علينا أن نعمل معاً للنجاة |
| Eğer ikisi beraberse Bu durum Dünya için büyük risk teşkil ediyor. | Open Subtitles | والجمجمة الحمراء , إذا هم معنا الآن , العالم في خطر |
| Dünya'nın tehlikede olduğunu söyledi. Burada neler olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | هو يقول بأن العالم في خطر فنحتاج أن نعرف ماذا حدث هنا |
| Dünya tehlikedeyken herkesi yapacağı şeyi Doktor'u çağırıyorum. | Open Subtitles | أفعل ما يفعله الجميع حين يكون العالم في خطر.. أتصل بالدكتور أضغط إرسال |
| Dünya tehlikedeyken herkesin yapacağı şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | أفعل ما يفعله الجميع حين يكون العالم في خطر |
| "Dünya tehlikede." Ne yapmam gerekiyor ki? | Open Subtitles | العالم في خطر ما الذي يعنيه هذا؟ |
| Dünya karışıyor. | Open Subtitles | ان هذا يجعل العالم في خطر. |
| Dünya karışıyor. | Open Subtitles | ان هذا يجعل العالم في خطر. |
| Dünya'nın tehlikede olduğunu söyleyen, Adam adında birinden bir not aldım. | Open Subtitles | (أخذت تلك الملاحظة من رجل يدعى (أدم و الذي يقول أن العالم في خطر |
| Bütün Dünya bir sahnedir. | Open Subtitles | كل العالم في خطر |
| Dünya tehlike altında olduğunda. | Open Subtitles | عندما يكون العالم في خطر |
| Dünya tehlikede. Her şey bize bağlı. | Open Subtitles | العالم في خطر (الأمر عائد إلينا . |
| Dünya tehlikede. Her şey bize bağlı. Adam." | Open Subtitles | العالم في خطر (أدم) |
| Dünya ayvayı yedi desene. | Open Subtitles | العالم في خطر |