on binlerce insan bunu haftalık olarak yaparsa, durdurulamaz bir güç olursunuz. | TED | وعندما يفعل ذلك العشرات من الآلاف من الناس بشكل أسبوعي، تصبحون قوة لا يمكن إيقافها. |
Algoritmalarımıza farklı etnik gruplardan, yaşlardan, cinsiyetlerden gülümsediğini bildiğimiz on binlerce örnek veririz ve aynısını zoraki tebessüm için de yaparız. | TED | أضفنا لخوارزمياتنا العشرات من الآلاف من الأمثلة لأشخاص نعلم أنهم يبتسمون بحق، من مختلف الأعراق والأعمار والأجناس، ونفس الشيء للبسمة الصفراء. |
Bu süreçte ben de dâhil on binlerce insana hayat boyu sürecek tutkular kazandırdı. | TED | و على المدى البعيد، أوردت العشرات من الآلاف من الأشخاص بعشقٍ لطول الحياة، أنا نفسي أيضًا. |