Bu, bugün kolundan aldığımız ısırık izinin kalıbı. | Open Subtitles | هذا قالب يعود إلى أثر العضة قمنا برفعه من ذراعك اليوم |
İnsan ısırık izlerinde şaşıracak bir şey olmadığına sizi temin ederim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أطمأنك بأنّ هناك لا شيء محيّر حول علامات العضة الإنسانية. |
Ama yüz ya da gövdeden alınan bir ısırık insanı 20 dakikada öldürebilir. | Open Subtitles | بينما ، تتسبب العضة فى الرأس أو الجذع فى الموت بعد الشلل بعشرون دقيقة فقط |
Diş izleri, Çin şilebindeki kurbanlardakilerle uyuşuyor. | Open Subtitles | علامات العضة تجاري تلك ل الضحايا على الشاحن الصيني. |
Arkadaşlar arasında butlardan küçük bir ısırığın lafı mı olur? | Open Subtitles | ما هي العضة البسيطة على الأرداف بين الأصدقاء؟ |
- Burada gördüğüm şey virüslerle dolu derin yaralar ve ikincil bakteriler ve yarıkların etrafında aşınan dokuların birikmesi gösteriyor ki sen bu ısırığı 14 gün önce almışsın. | Open Subtitles | جرح عميق ملوث بالفيروسات و البكتريا بسبب تراكم الأغشية العارية حول العضة |
Adadaki o ısırık beni doğaüstü bir şey yaptı. | Open Subtitles | تلك العضة على الجزيرة جعلتنى خارقا للطبيعة |
Bir şeyin bacağıma değdiğini hissettim. Bu ısırık şekli ve dişten köpek balığı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بالنظر الى آثار العضة وهذا السن, أنا افكر في سمكة قرش |
Ayrıca ısırık yerlerine, küçük bir hayvanı öldürecek kadar antibiyotik sürdüm. | Open Subtitles | هو مرض وراثي إضافة ذلك ، وضعتُ بما فيه الكفاية مضادات حيوية على تلك العضة |
Elasmosaur'un kemiklerinde bulunan daha büyük akrabalarının yapmış olduğu derin ısırık izlerinden, diğer Liopleurodon'un daha şanslı olduğu ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | من علاماتِ العضة العميقَة Elasmosaur على عظام الـ مِن طرف قريب أكبر الآخرين Liopleurodon يبدو أن الـ كانو أكثرَ حظًا |
İlk ısırık kan getirir, kan da sürüyü getirir. | Open Subtitles | ان العضة الأولي تُسبب الدِماء , وذلك . يجلب باقي المجموعة |
Biraz daha ısırık atmak için hazır ol. | Open Subtitles | لذا كوني على استعداد لإعطائي المزيد من تلك العضة. |
O yüzden beni ısırık manyağı yapmaya hazır ol. | Open Subtitles | لذا كوني على استعداد لإعطائي المزيد من تلك العضة. |
O ısırık sana vampir gibi geldi mi? | Open Subtitles | ألا تبدو هذه العضة من صنع مصاص دماء بالنسبة لك ؟ |
Bir kanıt olmadan kimseyi suçlayamazsın, çocuk olsa bile-- iddia edilen ısırık izinin fotoğrafları ve ölçüleri olmalı. | Open Subtitles | انتِ لا تتهمي اي شخص حتى لو كان طفل بدون دليل صور او قياس علامه العضة المزعومه |
Diş izleri yalan söylemez. | Open Subtitles | آثار العضة لا تكذب و هذا الرجل لا يمكنه التوقف |
Diş izleri çakalları işaret ediyor ancak ısırıkların boyutları çok daha büyük. | Open Subtitles | دعونا نُباشر في ذلك نسق العضة تُشير إلى الذئب البري. ولكن حجم العضات أكبر بكثير. |
Dönüşüm hızı ısırığın ne kadar şiddetli olduğuna bağlıdır. | Open Subtitles | إنها فرصة ضئيلة لأن المهمة تعتمد على مدى قسوة العضة |
Zehrin yokluğu ısırığı daha acısız yapmaz. | Open Subtitles | ومع ذلك قلة السمّ لديها لا يجعل العضة أقل إيلاماً |
Bay Pescow, ısırdığı yere bakabilir miyim? | Open Subtitles | آنسة " بيسكاو " هل تمانعين لو أرى مكان العضة ؟ |
200 mg. Adamımız 4 saatten az bir süre önce ısırıldı. | Open Subtitles | مائتا ملليجرام تلقى رجلنا العضة منذ أقل من أربع ساعات |
Brenner, bunu hallederiz. Sen de kolundaki ısırığa bak istersen. | Open Subtitles | برينر لقد تولينا الامر ربما تريدين الذهاب كى تهتمى بتلك العضة |
İyi bir ısırıktan sonra gücünü toplaman zaman alır. | Open Subtitles | . يتطلب الأمر فترة من الزمن لتقوي بعد العضة |
Yüzümden ısırıldığım için bu benim için biraz zor olacak. | Open Subtitles | وهذا شىء صعب جدا لأننى تلقيت العضة فى وجهى |