Güneş ufukta belirmeden önce tüm işaretler kalmanı söylediği içindir. | Open Subtitles | لهذا إننا نضع العلامات التي تقول ''غادر قبل غروب الشمس'' |
Polis şefim, Yüzbaşı Fache, sizin uzmanlığınız ve vücuttaki işaretler göz önünde alınınca, bize yardım edebileceğinizi ümit etmişti. | Open Subtitles | .. رئيسي، كابتن فاش، يأمل نظراً لخبرتك و العلامات التي على الجثة .. بأنك يمكن أن تساعدنا .. |
Geçen ayki cinayetle aynı işaretler, değil mi? | Open Subtitles | نفس العلامات التي كانت على جثة الشهر الفائت، أليس كذلك؟ |
Teşhis edilebileceği izlerin kesilmesi tesadüf değil. | Open Subtitles | انها ليست مصادفة ان العلامات التي يمكن ان تحدده هي مشوهة |
Çivilerdeki izlerin, çivi silahından olup olmadığını, çok dikkatli inceledim. | Open Subtitles | لقد تفحصتُ المسامير بدقة بحثاً عن العلامات التي تتطابق مع كونهِ أُطلق من (مسدس مسامير) |
Devamındaki işaretlere bak. O yerlilerin bir takvimi. | Open Subtitles | انظر إلى العلامات التي تسبقها، إنّه تقويمٌ يخصّ السكان الأصليين. |
Gelen işaretlere dikkat etmeliyiz,aksi halde pek vaktimiz yok. | Open Subtitles | ننتبه إلى العلامات التي تظهر لنا |
İşaretler verildi, veriliyor ve hepsine tanık olacağız. | Open Subtitles | العلامات التي تحدث الان سوف تتنكشف في الاخرة |
Ruhban sınıfı tarafından anlaşılması beklenen işaretler. | Open Subtitles | العلامات التي كانوا يتوقعون أن يفهمها الكاهنات |
Ve gözden kaçırmamamız gereken bazı işaretler var. | Open Subtitles | وهنالك بعض العلامات التي نحتاج، أن نبقي أعيننا عليها. |
Bulduğumuz aynı işaretler suç mahallinde içinde. | Open Subtitles | نفس العلامات التي وجدناها في موقع الجريمة |
Ve gözden kaçırmamamız gereken bazı işaretler var. | Open Subtitles | وهنالك بعض العلامات التي نحتاج، أن نبقي أعيننا عليها. |
Sağ elinde çıkan işaretler. | Open Subtitles | نعم، العلامات التي ظهرت على يدك اليمنى |
Üstündeki o işaretler ne öyle? | Open Subtitles | ما تلك العلامات التي تغطي جسده؟ |
Caitlin'in psikolojisi kalçasındaki izlerin ve kardeşinin söylediği şu tırmalamaların sorumlusu olabilir. | Open Subtitles | حالة (كيتلين) النفسية هي المسؤولة عن العلامات التي على فخذها والخدوش التي يتحدث عنها أخوها |