| Tamam, öğrenci yok, tanık yok. İkinci koma: Anlat bakalım. | Open Subtitles | .حسناً، لا وجود للطلاب، ولا الشهود .كلمني عن الغيبوبة الثانية |
| Ama koma olayın tıbbi yetersizlik sinyalini çalar ve avukatlar çıkagelir. | Open Subtitles | لكن الغيبوبة تفوح منها رائحة عدم الكفاءة الطبية وهذا يستغله المحامون |
| Binadan atla, kendini öldür, komadan çıkarsın ve her şey düzelir. | Open Subtitles | اقفز من على المبنى، واقتل نفسك، ستتحطم الغيبوبة وأنت ستكون مستعداً. |
| Neden doktorların komadan sonra beni görmiyeceğini söylediklerini anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم لماذا الأطباء قالوا أنت يجب أن لا تراني بعد الغيبوبة |
| Bununla aynı yerde olan eski bir hematom komaya sebep olabilir. | Open Subtitles | ورم دموي قديم حل محل هذا قد يكون سبب له الغيبوبة |
| komadaki hastalar dışarıdan gelen acı, ses ve dokunmaya tepki vermezler. | Open Subtitles | مريض الغيبوبة لايستجيب للأمور الخارجية , الألم , الصوت , اللمس |
| komada olduğum için ameliyat edemediler. | Open Subtitles | ولم يكن بالإمكان إجراء أية جراحة بسبب الغيبوبة |
| Neden daha rahat bir moda girmiyorsun, mesela koma gibi? | Open Subtitles | لماذا لا يحدث لك شيء أكثر راحة, كـ الغيبوبة ؟ |
| Bu anlaşmada, "koma hastalarının çürük nörallarını yakalama üstündeki yeni metotları çalışma" deniyor. | Open Subtitles | والتي تقول بأنك تنوي دراسة طرق جديدة لإيقاف الإضمحلال العصبي لدي مرضى الغيبوبة |
| Üçüncü gün komaya girdi ve böbrek ve akciğer yetmezliği ve koma nedeniyle yaşam destek ünitesine bağlandı. | TED | بحلول اليوم الثالث، كانت في غيبوبة وعلى أجهزة الإنعاش بسبب الفشل الكلوي وفشل في الرئة وحالة الغيبوبة. |
| Holden Matthews, 12 yıldır ilçe hastanesinde komadaydı ve bu kaydedilmiş en uzun koma vakalarından biriydi. | Open Subtitles | لـ 12 عامًا هولدن ماثيوز كان راقدًا في مستشفى كاونتي في أحد أطول فترات الغيبوبة في التاريخ |
| İkinci koma. Nabzım 38'di. | Open Subtitles | الغيبوبة الثانية، مع معدل دقات القلب 38 و درجة حرارتي كانت 81.6 فهرنت |
| Savannah komadan ilk çıktığında bunu tekrarlayıp durdu. | Open Subtitles | لقد ظلت سافانا تكررها عندما خرجت من الغيبوبة |
| Ama herkes komadan uyanamayabilir. | Open Subtitles | الشحص الواحد لا يستطيع الإستيقاظ من الغيبوبة دائماً |
| Ya Piper komadan kendisi çıkacak ya da korkarım ki kız kardeşiniz bunu atlatamayacak. | Open Subtitles | حسناً إما أن تستيقظ، بايبر من الغيبوبة بنفسها، أو لن تبقى على قيد الحياة حسبما نظن |
| Yüzleş. komadan hiç çıkamayacak. | Open Subtitles | واجهي الامر،انه لن يتستيقظ من الغيبوبة ابدا |
| Walt, komadan çıktığından beri bazı translar yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | والت يَقُولُ بأنّك كُنْتَ في غيبوبة منذ الغيبوبة |
| Korkarım oksijendeki bu azalma beyni etkiledi ve burada gördüğümüz komaya yol açtı. | Open Subtitles | أخشى أن يكون انعدام الأوكسجين قد وصل إلى المخ، وتسبب في الغيبوبة التي ترينها. |
| komadaki 40 günü, İsa' nın çöldeki 40 gününü temsil ediyor. | Open Subtitles | أيامها الـ 40 في الغيبوبة, أربعين يوم فتنة المسيح في الصحراء. |
| Eğer senin komada olmasını istemediğini biliyorsa neden hala devam ediyor ki? | Open Subtitles | ان كان يعلم أنكِ لا تريدينه في الغيبوبة فلمَ ما زال يتظاهر بها؟ |
| Komadayken, birinin duyma yeteneği giden son şey, dönen ilk şeydir. | Open Subtitles | في الغيبوبة حاسة السمع آخر شيء يفقد وأول شيء يعود |
| Fakat şunu anlamalısın, şunu anlamalısın ki ilk komanın ardından... | Open Subtitles | لكن لِتفهم ذلك، عليك أن تفهم ذلك الأمر .بعد الغيبوبة الأولى |
| komayı, ateşi ve iştahsızlığı açıklıyor. | Open Subtitles | إنها تفسر الغيبوبة و الحمى و فقدان الشهية |
| Göz kapakları olmadan, Transa geçerler. | Open Subtitles | بدون الجفون, يدخلون في حالة تشبه الغيبوبة, |