| Bir kez bütün kafama vazelin sürdüm, sırf nasıl olacağını görmek için. | TED | في إحدى المرات وضعتُ الكثير من الفازلين على شعرين فقط كي أرى كيف سيبدو. |
| Ellerime vazelin sürmeyi sonra idman eldivenlerimi giyerek belgesel izlemeyi severim. | Open Subtitles | أحب وضع الفازلين بيدي و أضعها بتلك القفازات المكيفة و أنا أشاهد الإعلانات |
| vazelin ve ustura getirmelerini söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أن يحضروا الفازلين وشفرات الحلاقة |
| Ama kapında vazelin ve yangın hortumu ile belirdiklerinde sakın bana sürünerek gelme. | Open Subtitles | على عتبة بابكِ مع بعض الفازلين و خرطوم حريق سأدخل يدي بحلقكِ و أنزع رئتيك |
| Dungeons and Dragons ile yılbaşını karıştırmak tadı en güzel jöle olan üzüm jölesi ile, en kötü olan vazelini karıştırıp sandviç yapmak gibi. | Open Subtitles | دمج الكريسماس مع الزنزانات والتنانين مثل دمج شطيرة من هلام العنب أفضل أنواع الهلام مذاقًا، مع هلام الفازلين أسوء أنواع الهلام مذاقًا |
| Hemen damar yolu açmamız lazım. Vazelinli beze ve kombine ihtiyacım var. | Open Subtitles | علينا أن نَبدأَ بالسيروم أحتاجُ لبَعضِ شاش الفازلين |
| İkinci sorum ise şu, vazelin ile ilişkin nasıldır? | Open Subtitles | وثانياً هل لديك علاقة مع بعض الفازلين أو شيء من هذا القبيل؟ |
| İçeriğinde vazelin, Brezilya'nın Carnuba mumu ve titanyum dioksit bulunduran şey nedir? | Open Subtitles | مسابقات برنامج " بوب " القديمة ماذا يفعل الفازلين الشمع البرازيلي الكارنوبي |
| O adamın toplarında Elton John'un sahne pantolonlarına sığmak için kullandığından daha fazla vazelin var! | Open Subtitles | وكان لهذا الرجل المزيد من الفازلين على الكرات له من التون جون يستخدم للضغط في برنامجه السراويل. |
| Ben vazelin, Maureen ise dildo taşır hep. | Open Subtitles | أنا أجلب الفازلين ومورين دائما تجلب العضو الصناعي |
| Bir keresinde birisi vazelin ile ilgili bana bir fıkra anlatmıştı ama şu anda hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | أحدهم قال لي مرة نكتة عن الفازلين ولكن لا أستطيع أن أتذكر تماما |
| Onun aleti o kadar büyük ki dudaklarıma vazelin sürmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أدعك الفازلين في جميع أنحاء شفتاي، لأن قضيبه كبيرا جداً |
| Sonrasında ise hatırladığım tek şey uyandığım ve etrafta vazelin olduğuydu. | Open Subtitles | الشيء التالي وأنا أعلم، استيقظ، لا أوراق ، الفازلين في كل مكان. |
| Sakın az sürüp cimrilik yapmayın. Kalın bir vazelin tabakası olsun. | Open Subtitles | لا تبخلي ، ضعي طبقة سميكة من الفازلين |
| Bay Reid'in sırtında vazelin kalıntıları bulduk. | Open Subtitles | " لقد وجدنا أثر " الفازلين على ظهر السيد " ريد " طبعة يد |
| Bu yüzden vazelin kullanıyoruz. | Open Subtitles | " لذلك نستعمل " الفازلين إنه يساعد كثيراً |
| "Üstüne biraz vazelin ya da losyon süreyim mi? | Open Subtitles | هل أضع بعض المرطبات أو الفازلين ؟ |
| Ben sadece şunu söylemek istiyorum, ben Rodcocker takımındayım ama vazelin'den yapılmış üçüncü bölümde tanıtılan o adamı seviyorum. | Open Subtitles | اريد ان اقول فقط من انني مع فريق "رودكوكر" ولكني أحب ذلك الرجل الذي قدمتيه في الفصل الثالث الذي كان مصنوع من الفازلين |
| ...vazelin ve akü kullandı. | Open Subtitles | مع بعضاً من الفازلين وبطارية سيارة |
| Dungeons and Dragons ile yılbaşını karıştırmak tadı en güzel jöle olan üzüm jölesi ile, en kötü olan vazelini karıştırıp sandviç yapmak gibi. | Open Subtitles | دمج الكريسماس مع الزنزانات والتنانين مثل دمج شطيرة من هلام العنب أفضل أنواع الهلام مذاقًا، مع هلام الفازلين أسوء أنواع الهلام مذاقًا |