Romantizm dediğimiz şey gerizekalı ezikler birbirlerine güzel şeyler alsın da birbirini sevsin diye şirketler tarafından yaratılmıştır. | Open Subtitles | أعني أن الرومنسية أخترعت من قبل الشركات كي يفترسوا الفاشلين الذين يعتقدون أن شراء شيء لطيف سيجعل شخصا سعيدا |
Güvenlik sisteminden bihaber bazı ezikler. | Open Subtitles | بعض الفاشلين الذين لايعرفون لنظام الإنذار |
Lojistik ne istediğini bilmeyen eziklerin sorunudur. | Open Subtitles | العقبات هي الفاشلين الذين لا يعلمون ما يريدون |
İşte lobiyi geçemeyen diğer eziklerin broşürleri. | Open Subtitles | تفضل جميع نشرات الفاشلين الذين لم يتمكنوا من المرور من هذا البهو. |
Ama çok oyalanma. Kim bilir etrafında ona çıkma teklif etmeyi bekleyen kaç tane daha başka ezik vardır? | Open Subtitles | لكن لا تطيل الإنتظار ، فمن يدري كم الفاشلين الذين ينتظرون هذه الفرصة لطلب الخروج معها |
Bundan fazla arkadaşım var ve hepsi burada çalışan eziklerden daha iyi. | Open Subtitles | لدي أصدقاء أكثر من ذلك وجميعهم أفضل من الفاشلين الذين يعملون هنا هذا ليس بطبيعي |
Uğraştığım diğer bağımlı ve orospu ezikler gibi değilsin. | Open Subtitles | فأنت لست كبقية الفاشلين الذين توليت أمرهم .. الشراب والعاهرات |
Onlar sadece başarısız oldukları için her şeyi yok etmek isteyen birkaç ezik. | Open Subtitles | إنهم مجرد حفنة من الفاشلين الذين لم ينجحوا والآن يريدون أن يفسدوا كل شيء |
Yani, Molly'nin eve hiç ezik getirmediğini söyleyemem tabii. | Open Subtitles | بشان ذلك الفتى المريب اعني ان (مولي) كان لها حصتها من الفاشلين الذين احضرتهم الى المنزل |
Olmaz, boşandıktan sonra babasıyla yaşayan eziklerden olmak istemiyorum. | Open Subtitles | كلا، لا أريد أن أكون أحد المطلقين الفاشلين الذين يعيشون مع أهلهم |