Eğer bu turta yiyen piç bu şişelerden inerse bu bir parmak bile olsa, o pisliği vur kıçına ateş etmeni istiyorum. | Open Subtitles | إذا تخطى ذلك الأرعن آكل الفطير الزجاجات إذا لامس أصبع واحد من قدمه التراب أريدك أن تطلق النار على مؤخرته |
Homer, Steerforth kilere girdi. Bütün turta hamurunu yemiş. | Open Subtitles | هومر ستيرفورث دخل المخزن وقام بأكل كل عجينة الفطير |
Erkek arkadaşının turta gibi kokan hayalarından bahsedip durdu. | Open Subtitles | ولها نكهة ورائحة قضيب صديقى الذى يبدو مثل الفطير |
İyi bir film çıkışı pasta yemeyi sever misin? | Open Subtitles | أتحب تناول الفطير بعد مشاهدة الأفلام؟ |
Evet, film çıkışı pasta yemeye bayılırım. | Open Subtitles | نعم، أحب تناول الفطير بعد السينما |
Süt ve Kurabiye Diyarı, güvenli ve tatlı biryerdir. | Open Subtitles | أرض الفطير واللبن مكان حلو وآمن |
Biraz daha limonlu turta ister misin? | Open Subtitles | أتريد المزيد من الفطير بالليموناد؟ |
Oturma odasında turta yiyelim mi? | Open Subtitles | لمَ لا نأكل الفطير في غرفة المعيشة؟ |
Sen nasıl bir turta düşünmüştün? | Open Subtitles | -أي أنواع الفطير الذي جال بذهنك؟ |
turta sever misiniz, beyler? | Open Subtitles | أتحبوا الفطير يا رفاق؟ |
Fuarı, Marie Callender Restoranı'nda yapacağını ve panel veren herkesin bedava turta alacağını söyledin mi? | Open Subtitles | أأخبرتهم بأنّك ستعقد مؤتمرك بواحدٌ من مطاعم (ماري كالندر) وأنّ كل عضو بالفريق سيحصل قطعة مجانية من الفطير المحلى؟ |
Benimle bir pasta yemeye ne dersin? | Open Subtitles | هل تريد أن تأتي لتتناول الفطير معي؟ |
pasta da sever. | Open Subtitles | فلنذهب هنا يا لورين- فطيره .. إنه يحب الفطير |
Bu ders sizi mayalı ekmek, tart, profiterol ve pasta hamuru yapabilmek için gereken beceri ve tekniklerle tanıştırmak için hazırlanmıştır. | Open Subtitles | هذا الصّف مُخصّص ليقدّمكم، للمهارات والتّقنية المشروطة في إنتاج المعجّنات، عجائن حلويّات صغيرة، الكسترد وخفق الكعكة، وعجين الفطير. |
Ve herkes pasta sever. | Open Subtitles | وكما تعرف كل الناس يحبون الفطير - باي: فطير / حرف لاتيني - |
Bizi Süt ve Kurabiye Diyarı'na götürecektin, hatırladın mı? | Open Subtitles | إنك تأخذنا لأرض الفطير واللبن هل تتذكر؟ |
Ama Süt ve Kurabiye Diyarı'na giderseniz... | Open Subtitles | .... ولكن اذا ذهبتم لأرض الفطير واللبن |
Sanırım bu Kurabiye canavarı. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك وحش الفطير |