| Arktik Okyanusu altında trilyonlarca dolar değerinde petrol ve gaz var. | Open Subtitles | هناك تريليوناتٍ من الدولارات مقابل النفط والغاز تحت محيط القارة الشمالية |
| Tüm Arktik insanları için Aurora karanlık kış aylarında güneşin varlığının bir hatırlatıcısıdır. | Open Subtitles | لجميع شعوب القارة الشمالية العديدون، الشفق ذكرى لوجود الشمس خلال أيام الشتاء الحالكة |
| Ama avlanabilecekleri miktarda buzun kalma süresi Arktik boyunca gittikçe kısalıyor. | Open Subtitles | لكنّ فترة الزمن التي يكون فيها جليداً يخوّلهم الخروج إلى الصيد تقصر مع مرور السنين عبر أرجاء واسعة من القارة الشمالية |
| Arktik bölgesinde yaşayan ve her gün buz üstünde seyahat eden insanlar için de büyük sorun. | Open Subtitles | إنه شأنٌ هامٌ للشعوب القاطنة في القارة الشمالية والمسافرة عبر الجليد كل يوم |
| Pek çok Arktik hayvanı değişen koşullar nedeniyle tehlike altında ve bu, geleneksel avcılar için de kötü bir haber. | Open Subtitles | حيواناتٌ عديدة من القارة الشمالية مهددة بفعل أحوال التغيير وتلك أيضاً أخبارٌ سيئة للصيادين التقليديين |
| Buzdan yoksun Arktik bazı hayvanlara da yarayabiliyor. | Open Subtitles | وبعض الحياة البرية أيضاً يمكنها الإنتفاع من خلو القارة الشمالية من الثلوج |
| Ama daha uzun yaz mevsimleri nedeniyle çok daha kuzeye gidip zengin Arktik denizinden yararlanabiliyorlar. | Open Subtitles | لكن فصول الصيف الأطول تمكنهم من التوغل أكثر صوب الشمال وإنتفاعهم بأكبر قدرٍ من بحار القارة الشمالية الغنية |
| Hayvanlar ve insanlar arasında ancak uyum sağlayabilenler değişen Arktik'te yaşamaya devam edecek. | Open Subtitles | بالنسبة للحيوانات والبشر، سيكونون أولئك من يسعهم التكيّف الذين سيزدهرون في القارة الشمالية المتغيرة |
| Koşullarla başa çıkabilirseniz, Arktik kışı büyülü olabilir. | Open Subtitles | إن أمكنك التكيّف مع ظروف الطقس، فحينها قد يغدو شتاء القارة الشمالية ساحراً، |
| Tıpkı ilk Arktik insanlarının binlerce yıl önce yapmış olabileceği gibi. | Open Subtitles | تماماً كما كان يُفترض صنعاً من شعب القارة الشمالية الأول، قبل آلاف السنين |
| Kışı derme çatma ahşap kulübelerde geçiren bu adamlar onlardan önceki Arktik önderlerinin bilgilerini kullandılar. | Open Subtitles | أولئك القوم، الذين قاسوا الشتاء في أكواخٍ خشبيةٍ مهلهلة، استعاروا معرفةً من رواد القارة الشمالية من قبلهم، |
| Ama Arktik bölgesi hızlı şekilde ısınıyor. | Open Subtitles | لكن القارة الشمالية تسخن سريعاً، |
| Kutup ayısı yavruları doğdukları inden Arktik ilkbaharında dışarıya çıktıklarında hava eksi 40 derece olabiliyor. | Open Subtitles | قد تبلغ الحرارة 40 درجة مئوية تحت الصفر عندما تظهر دياسم الدب القطبي في مستهل ربيع القارة الشمالية من عرائنهم حيث وُلدوا |
| Kuzey Amerika büyüklüğündeki Arktik'in dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı ısınmasının ana sebebi de bu ısınma döngüsü. | Open Subtitles | إنها السبب الرئيسي في أنّ القارة الشمالية التي تعادل بحجمها أمريكا الشمالية تسخن بمعدل ضعفي السرعة التي تسخن فيها بقية الأرض |
| İlk Arktik insanları Kuzey Işıkları'nın, yani Aurora Borealis'in dans eden ruhlar olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | البشر الأوائل في القارة الشمالية اعتقدوا أنّ الأضواء الشمالية أو ما يُعرف بـ "الشفق بوراليس" كانت أرواحٌ راقصة |
| Yapımcı Dan Rees, Donmuş Gezegen ekibine Arktik'teki en uzun yolculuklarında liderlik etti. | Open Subtitles | المنتج (دان ريز)، قاد فريق "كوكب متجمد" عبر رحلتهم الأطول في القارة الشمالية |
| Grönland buz örtüsü, Arktik bölgesindeki açık ara en büyük buzuldur. | Open Subtitles | صفيحة جليد (جرينلاند) هي الأكبر بمراحل من أيّ صفيحة في القارة الشمالية |
| Arktik bölgesindeki tatlı suyun %99'u Grönland'dadır. | Open Subtitles | ما نسبته 99% من مياه جليد القارة الشمالية العذب موجودٌ في (جرينلاند) |
| Kutuplarda nasıl hayatta kaldığımızın hikâyesini anlatmak için ekibimiz çoğu Arktik insanının yaşadığı, Rusya'nın kuzeyine, Sibirya'ya gitti. | Open Subtitles | لسرد قصة نجاتنا في القطبين، سافر فريق "كوكب متجمد" إلى (سيبيريا)، أقصى شمال روسيا، حيث تقطن معظم شعوب القارة الشمالية |