| Odana su koyarlar ama bence şişe suyu kullansan iyi edersin. | Open Subtitles | وأفضل أن أشرب الأشياء الموجودة فقط في القناني |
| şişe suyu kullan yoksa buradaki vaktinin hepsini hastahanede geçirirsin. | Open Subtitles | أستعمل المياه الموجودة في القناني وإلا ستبقى في المستشفى طيلة وجودك هنا |
| Bu şişeler de girintili ve parlaktır ve tam da kın kanatlıların içini gıcıklayacak kahverenginin tonundadır. | TED | ولكن هذه القناني لماعة و مبططة ولونها بني يحرك عواطف هذا النوع من الخنافس |
| Avustralya bu böcek türünü korumak için şişeleri değiştirmek zorunda kaldı. | TED | وأضطرت استراليا لتغيير القناني لحفظ النوع |
| Neden birisi bu kırılmış şişelerin üzerine park eder ki? | Open Subtitles | الذي أي واحد يُوقفُ هنا بكُلّ هذه القناني المَكْسُورةِ؟ |
| Erkekler şişelere üşüşür ve çiftleşmeye çalışırlar. | TED | فتهجم جموع الذكورعلى القناني تحاول التزاوج |
| Tüpleri gören tek kişi benim. Neye benzediklerini biliyorum. | Open Subtitles | فأنا الوحيد الذي قد رأى القناني وأعرف بالضبط ما الذي نبحث عنه |
| Onlara bu küçük kehribar Şişelerden veriyorum, onlar da dolduruyorlar ve masama koyuyorlar. | Open Subtitles | أَعطيهم هذه القناني العنبريةِ الصَغيرةِ، هم يَمْلأونَهم، ووَضعوهم على منضدتِي الليليةِ. |
| Hiç kimse onlardan su içmez, şişe kullanırlar. | Open Subtitles | ما عاد أحد يشرب من مبردات المياه، وإنما يشربون من القناني. |
| Başlangıçta ben şişe suyu işine girme niyetindeydim. | Open Subtitles | في باديء الأمر فكّرت أن أدخل في مشروع القناني المعبّأة بالماء |
| Tazminatı intiharmış.İki şişe Yaklaşık 30 tane uyku hapı içmiş | Open Subtitles | نقود مصروفة من اجل الانتحار اثنتان من القناني وثلاثين حبة منومة |
| şişe su satışlarının patlayacağını bile tahmin etti. | Open Subtitles | حتى أنه توقع الأزدهار المفاجئ للماء المعبأ في القناني |
| şişe götürüp getirerek de hayatımı kazanamam ki. | Open Subtitles | لا يمكننا حتى المعيشة عبر مقايضة القناني |
| Müşteri tuhaf, boş ve kasvetli kasaba barında bir şişe açacağı arıyor. | Open Subtitles | زبونة تبحث عن فتّاحة القناني في حانة كئيبة و فارغة |
| Okul gününde, sabahın dördünde cam şişeleri amcamın kamyonetinin arkasına atardık, şişeler kırılırdı. | TED | أربعة في الصباح في يوم دراسي كنا نرمي القناني الزجاجية في الجزء الخلفي من سيارته، والزجاجات كانت تكسر |
| Çaldığı şişeler için o parayı bana vermeliydi. | Open Subtitles | قلت إن عليه أن يعطيني إياها عن القناني التي أخذها. |
| Şu "Genç Muhafazakarlar" yazısı, minik içki şişeleri? | Open Subtitles | مقالات الشباب المحافظين القناني الصغيرة؟ |
| Sorun mu var? Neden birisi bu kırılmış şişelerin üzerine park eder ki? | Open Subtitles | لماذا اي واحد يقف هنا مع كل هذي القناني المكسورة؟ |
| Keşke şişelerin üzerine boğulan yunus resimleri koyabilsek | Open Subtitles | نستطيع وضع صورة لدلافين تختنق في القناني |
| Sanırım gördüğüm küçük şişelere bakarak bir varsayımda bulundum. | Open Subtitles | أحسب أنني كل ما رأيته هو تلك القناني الصغيرة وكونت فرضية |
| Tüpleri ele geçirmeye çalışırken, sızıntıya maruz kaldım. | Open Subtitles | فلقد تلوثت عندما حاولت اعتراض القناني |
| Şişelerden şişelerden name yazıp haber gönderiyor. | Open Subtitles | بتلك القناني التي يرميها، فإنه يرسل الرسائل والمعلومات |
| Şişeyle hızlı, doldururken yavaşımdır. | Open Subtitles | سريع من القناني و ماهر في سكبها |