| Garcia'nın da dediği gibi zaman kapsülü olayı bütün haberlerde. | Open Subtitles | أعني,كما قالت غارسيا قضية الكبسولة الزمنية هذه كانت في الأخبار |
| O zaman belki de zaman kapsülü, bir cesedi saklamak için güvenli bir yerdi. | Open Subtitles | ربّما إذن كانت الكبسولة الزمنية مجرّد مكان ملائم لتخبئة الجثّة |
| 50 yılı aşkın bir süre önce gömülmüş olan bir zaman kapsülü buldunuz. | Open Subtitles | لقد وجدتم الكبسولة الزمنية المدفونة هنا منذ 50 عام |
| Herkesden öneriler alacağız ve genel olarak hemfikir olduğumuz bir şeyi kapsüle koyacağız. | Open Subtitles | سنستمع إلى الآراء من الجميع وكل شيء نوافق عليه سنضعه في الكبسولة الزمنية |
| Bak, sorun çıkarmak istemiyorum ama Alacakaranlık kitaplarını kapsüle koymazsanız buradan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | انظرِ، أنا حقاً لا أريد أن أسبب المتاعب ولكني لن أذهب قبل أن تضعي نسخة من الرواية فى الكبسولة الزمنية |
| 15 yaşındayken arka bahçeye gömdüğüm zaman kapsülünü çıkarmaya geliyorum ben. | Open Subtitles | أنا ذاهب فقط لأستخرج الكبسولة الزمنية التي دفنتها هناك عندما كان عمري 15 |
| Adamın biri Alacakaranlık'ı zaman kapsülüne koymuyoruz diye kendini ofisimdeki boruya kelepçeledi. | Open Subtitles | شخص ما ربط نفسه بماسورة في مكتبي لأننا لم نضع نسخة كتاب "الشفق" فى الكبسولة الزمنية |
| Ve zaman kapsülü sonunda açıldığında sanki alarm çalmış gibi öldürme için uyan çağrısı gibi oldu. | Open Subtitles | و عندما فتحت الكبسولة الزمنية أخيرا كانت أشبه بإنطلاق ساعة منبه إتصال لإيقاظه ليتابع القتل |
| Şu zaman kapsülü ve geleceğe 1988 yılında Bronson Springs'in ne kadar harika bir yer olduğunu gösterme saçmalığı. | Open Subtitles | سأخبرك بالسبب كل ذلك الهراء عن الكبسولة الزمنية و إظهار كم أن المكان رائع للمستقبل |
| Onu öldürdün ve zaman kapsülü açılmadan önce oradan ayrıldın, bildim mi? | Open Subtitles | قتلتها ومن ثم هربت قبل أن نفتح الكبسولة الزمنية, ألا يبدو هذا صحيحاً؟ |
| Bu zaman kapsülü, şehri taraflara bölüyor. | Open Subtitles | هذه الكبسولة الزمنية تمزق المدينة |
| ZAMANKAP "zaman kapsülü" ne? | Open Subtitles | ما هي الكبسولة الزمنية ؟ |
| Alacakaranlık'ı okudun hayatını değiştirdi ve kapsüle koymaya karar verdin? | Open Subtitles | قرأتي الرواية وغيرت حياتك ووضعتيها فى الكبسولة الزمنية |
| Alacakaranlık'ı kapsüle koymak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ أن تضعي الرواية في الكبسولة الزمنية |
| Bence Alacakaranlık'ı kapsüle koymalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نضع الرواية في الكبسولة الزمنية |
| Bazen keşke o zaman kapsülünü kapattığımız güne dönsem ve zamanı geri alabilsem diyorum. | Open Subtitles | أحيانا أتمنى لو أنه بوسعي أن أعود إلى الكبسولة الزمنية و أعود بالزمن بها |
| Teknoloji öğretmenleriyle yaptıkları zaman kapsülünü gömmek için Heykel Bahçesi'ne gittiler. | Open Subtitles | إنهم الأطفال إنهم في حديقة النحت ليدفنوا الكبسولة الزمنية هذه التي صنعوها مع معلمهم التقني |
| Çocukların zaman kapsülünü mü istiyorsunuz? | Open Subtitles | آههــ أتريد الكبسولة الزمنية الخاصة بلأطفال ؟ |
| Ajanlar zaman kapsülüne anılarını sadece... | Open Subtitles | لا يساهم العملاء في الكبسولة الزمنية إلا عندما... |