| Hayatım boyunca birçok şey istedim, çoğuna da asla sahp olamadım. | Open Subtitles | أردت الكثير من الأشياء في حياتي، الذي أغلبه أنا ما أصبحت |
| Bunun önemli bir söylenti olduğunu anlıyoruz; çünkü yörüngesinde birçok şey var. Eğer bunu açacak olursak, söylentiyle ilgili farklı perspektifler elde edebiliriz. | TED | يمكنكم رؤية أن هذه قصة مهمة. هناك الكثير من الأشياء في مداره. اذا فتحنا هذه، نتلقى نظرات مختلفة حول هذه القصة. |
| Bilgisayarda bir sürü şey kayıtlı artık. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الأشياء في الكمبيوتر الآن |
| Evet, hapishaneden bir sürü şey çalıyor. | Open Subtitles | غي א، و تم سرقة الكثير من الأشياء في السجن. |
| Hayatımdaki birçok şeyi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | حسنًا ، لقد نسيت الكثير من الأشياء في حياتي |
| Hayatımızı kontrol eden çok fazla şey vardır. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الأشياء في الحياة هي خارجة عن سيطرتنا. |
| Bu dünyada bizim anlayışımızın ötesinde birçok şey vardır. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في هذا العالم خارجة عن نطاق فهمنا |
| Bu dünyada birçok şey gördüm. | Open Subtitles | الآن ، رأيت الكثير من الأشياء في هذا العالم |
| Liste için birçok şey alabileceğimiz bir yere gideceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أظن أنك ستأخذنينا لمكان معين كنا سنفعل الكثير من الأشياء في القائمة |
| Bu dünyada bilim tarafından açıklanamayan birçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في هذا العالم لا يمكن تفسيرها بالعلم العقلاني |
| (Video) 1.kız: Peki, bence önemli ama gerekli değil gibi, çünkü TV izlerken harcadığınız zamanda, başka birçok şey yapabilirsiniz. | TED | التلفاز: حسنا ، أعتقد أنه مهم ، ولكن ليس بالشيء الضروري لأنه يمكنك أن تفعل الكثير من الأشياء في وقت فراغك عدا مشاهدة التلفاز. |
| Arka tarafta bir sürü şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في الخلف. |
| Yemekte bir sürü şey geldi başıma . | Open Subtitles | خطر لي الكثير من الأشياء في هذا العشاء |
| Dolapta bir sürü şey var. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء في الثلاجة |
| Hayatında dikkatini vermen gereken birçok şeyi görmezden geldin. | Open Subtitles | لقد كنت تتجاهل الكثير من الأشياء في حياتك والتي تحتاج إلى اهتمامك. |
| Yaptığımız işin medya ile ilgili olduğunun oldukça farkındaydık. Sanki birçok şeyi doğru tahmin etmişiz gibi görülebilir ama berbat hatalar da yaptık. | TED | كنا على دراية تامة بأن التقنية الحديثة ستغير عالم الإعلام، وعلى السطح ، بدا وكأننا توقعنا حدوث الكثير من الأشياء في هذا اليوم، ولكننا في الواقع أخفقنا في الكثير من الجوانب ، ولنلقي نظرة. |
| ...birçok şeyi görmeyecektir. | Open Subtitles | الكثير من الأشياء في أفلام (كوبريك) |
| Bu evde çok fazla şey var, ve rica ederim, | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في هذاالمنزل،وأناأريدك.. |
| Bu dünyada insanın üzerine gelen çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في العالم تعمل على إيحباطك... |
| Bu dünyada insanın üzerine gelen çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في العالم تعمل على إيحباطك... |