| Soruşturma devam ederken Başkan Scott, kefaleti reddedilmiş halde hapiste tutuluyor. | Open Subtitles | سوف تنعقد محاكمة العمده سكوت بدون دفع الكفاله والتحقيق مازال مستمرا |
| kefaleti kabul edeceğim, ama titizlikle ve en sıkı şartlar altında olacak. | Open Subtitles | سوف أمنحكِ الكفاله ولكني سأفعل هذا مع الحرص الشديد وتحت شروط صارمه |
| Sayın hakim, müvekkilim uzun yolu kefaleti yükseltmek için gelmedi. | Open Subtitles | سيدي موكلي لم يطر مسافه 5000ميل للهرب من الكفاله |
| Sabah kefaletini ödemek için gelecek. | Open Subtitles | سيأتي بالصباح ليعرض دفع الكفاله |
| Annen kefaletini ödedi. | Open Subtitles | أمك دفعت الكفاله |
| Çin'de, parayla kefalet ödenmez. İsimle ödenir. | Open Subtitles | في الصين, الكفاله ليست عن المال إنها عن السمعه |
| Avukatım dedi ki; niçin kefalet ödedin... ve şu anda isviçrede kayak yapıyorum. | Open Subtitles | المحامي قال لي هذا سبب الكفاله وهذا هو بالظبط سبب ذهابي لتزلج في سويسرا |
| Israel, kefaleti kötüye kullanıp kaçtıktan sonra, avukatları onu yüzüstü bıraktı. | Open Subtitles | محامو اسرائيل قد تركوا الحقيبه بعدما دفعوا الكفاله |
| Annemin kefaleti için yüz bin dolar bulmamız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال علينا دفع الكفاله التى تقدر بمليون دولار |
| Böylece sen ve ev arkadaşlarının eşyalarını aldım ve kefaleti ödedim. | Open Subtitles | وأخذت تلك الاشياء منك ومن رفاق سكنك ودبرت الكفاله |
| Şartlar değişirse erteleyebilirsin de ama kefaleti reddediyorum. | Open Subtitles | يمكنك ان تغير هذا إذا تغيرت الظروف لكنى أرفض الكفاله |
| Bu, kefaleti 5000 dolara çıkardı. | Open Subtitles | الان الكفاله بخمسة ألاف دولار. |
| -Hayır! -Müvekkilim kefaleti reddediyor. | Open Subtitles | لا موكلي جاهز لدفع الكفاله |
| Silahsız bir adamı vurdun, kefaletini ödemedin. | Open Subtitles | لقد قتلت رجل هارب من الكفاله |
| kefalet için sağ ol Sana geri öderim. | Open Subtitles | ،اسمعي ، شكراً لدفعكِ الكفاله سأردها لكِ |
| Sonra, RICO'dan kefalet ile serbest kalırken... beni uyuşturucudan içeri tıktılar... şu anda ondan yatıyorum. | Open Subtitles | عندما كنت خارج بسبب الكفاله تحت الاتهام مع الوقت التنفيذي قبضوا علي مرة اخري بسبب تهمة المخدرات والتي اقضي فترتها الان |
| kefalet parası ödendikten sonra kapıdan çıktı. Ondan sonra da hiç görünmedi. | Open Subtitles | خرج من الباب بعدما دفع الكفاله و لم يره احد بعدها |