| Yeterince zamanın oldu. Şimdi onu tekerlekli sandalyeye koy. | Open Subtitles | لقد أخذتي وقت كَثير الأن, ضعيه علي الكُرسي المُتحرك الأن. |
| O tekerlekli sandalyeye bağlıyken suya girmek. | Open Subtitles | لتدخل إلى المياه وأنت مُقيد بذلك الكُرسي |
| Bu sandalyeden kalkayım da kırılmasın. | Open Subtitles | أعتقد أنه عليّ أن أقوم من على هذا الكُرسي قبل أن أكسره |
| Arkalarından gelen eşek sandalyeden ve gidelim. | Open Subtitles | لذا انهض من على الكُرسي ولنذهب. |
| Yarından itibaren, bu sandalyede başka biri oturacak. | Open Subtitles | بالغد، سيكون أحد آخر يجلس في هذا الكُرسي. |
| Iyi, ama bu boktan koltuk senin için yeni bir gelecegin baslangici olabilir. | Open Subtitles | حسناً, لكن هذا الكُرسي المُهترئ. رُبما يكون المُستقبل الجديد لكي. |
| Görünüşe göre, buradaki mini buzdolabından bir şişe su almış arkasını dönmüş, vurulmuş ve düşerken de sandalyeyi kendisiyle beraber devirmiş. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه أخذ قارورة ماء من هذه الثلاجة الصغيرة، وألتفّ للوراء، وتعرّض لطلقٍ ناري، ثمّ أسقط الكُرسي معه. |
| Bağış toplamak için bir sandalyeye bir sürü balon bağlayan eleman. | Open Subtitles | "فريدي" ذلك الرجل الذي عمل خيراً و قام بربط المنطاد على الكُرسي. |
| Ben buraya sen düşürdün. Oz'a, tekerlekli sandalyeye. | Open Subtitles | أنتَ مَن وضَعني هُنا، في سجنِ (أوز) و في الكُرسي |
| Tamam, Helen Dimarco'yu sandalyeye bağladım. | Open Subtitles | حسناً,لدي (هيلين ديماركو) مربُوطةٌ إلى الكُرسي. |
| Şimdi otur bakalım o sandalyeye. | Open Subtitles | الأن, آجلس على ذلك الكُرسي. |
| Ayağa kalk ve şu sandalyeye otur. | Open Subtitles | إنهض, وآجلس على الكُرسي. |
| Her ne kadar Allah sana zarar verecek olsa da, her ne kadar beni bu sandalyeye mahkûm etmiş olsa da, yaptığımdan kendimi iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | على الرغم أنَ (الأعلى) كانَ سيؤذيك على الرغمِ أنَ ذلكَ الحقير سبَّبَ لي الجلوسَ في هذا الكُرسي لا أشعرُ بالرِضى عما فعَلتُه |
| Bu tekerlekli sandalyeden kurtulmayı. | Open Subtitles | متحرراً من هذا الكُرسي |
| Son kez o sandalyede oturduğunda seni oraya ben yollamıştım. | Open Subtitles | آخر مَرة كُنت في ذلك الكُرسي .أعتقد ربما انا من أرسلكِ الى هٌناك |
| Bu sandalyede yaşıyorum. | Open Subtitles | أعيشُ في هذا الكُرسي |
| Eğer Supreme Allah olmasaydı, tekerlekli sandalyede olmayacaktın. | Open Subtitles | و لولا (الأعلى) لما كُنتَ على هذا الكُرسي |
| Doğru olanı bulana kadar bir çok koltuk görürüz. | Open Subtitles | أنتِ تظلين تبحثي و تتفحصي الكراسي حتى تجدي الكُرسي المناسب |
| Böylece süreç başlar, koltuk koltuk denersin sana hitap edeni bulana kadar bir çoğunu denersin! | Open Subtitles | اذاً , عملية البحث تبدأ كرسي بعد كرسي كم عدد الكراسي التي نراها حتى نجد ذلك الكُرسي المثالي |
| Tug, dur da sandalyeyi alayım. | Open Subtitles | دَعني آخُذ الكُرسي يا (تاغ) |
| Sen, tekerlekli sandalyeyi getir. | Open Subtitles | أحضر الكُرسي. |